‘’Uçurtmamı rüzgâr yırttı dostlarım

Gelin duvağından kopan bir rüzgâr

Bu rüzgâr yüzünden bulutlar yarım

Bu rüzgâr yüzünden bana olanlar’’(Sezai Karakoç)

 

 

 

Tebessüm ehli bir sabahım ben, yanan ateşin sıcaklığında eriyen hayallerim…

 

 

 

Ben maviyim, bayım

Sizse teselli bulduğum

Tecelli edense acıların yoğurduğu

Kördüğümüm ben, bayım:

Ya, siz?

Latif bir rüzgârın tebessüm ektiği

Bir lahza ki

İçimde kaykılan sözcüklerden

Derman bulmanın ta kendisi

 

Elbet, elbet:

Şakağıma dayalı kalem

Gözlerimse s/üzgün

Yaşlarım acıdan değil benim

Her dua vakti vardığım secde

Aşkın latif esintisi

Bakın gözlerimin ta içine

Hele ki;

Şu çehrem yok mu?

Çetrefilli yollardan geçmem ben

Çat kapı esen rüzgârım

En çok içimde saklı matem

Özdeşimse şiirler ve aşk:

İlla ki acıtan özlemin fevri sesi

İfa ettiğim bir görev adeta

Simli sözcüklerden şiirler ördüğüm

Hem görgülüdür benim hüznüm

Boş yere ağlar mı insan?

 

Ne çaresizlik ne öfke ne bir koşut

Dikili olduğum toprak ve olgun başak misali

Mırıldandığım bir şarkının yarım yamalak güftesi

 

Ah, bayım:

Ayarınız yok sizin

Yandığım şu ateşte saklıdır dumanı sözcüklerimin

Bir kerrat cetveli adeta içim

Biçimlenen duygular kapıldığım

Aşkın rüzgârı filan da değil asla

Sadece ayakta kalmak adına

Ezkaza ölürsem

Es geçmeyin kabrimi

Bir avuç topraktır benim kurtuluşum bu zalim dünyadan

Ettiğiniz zulmü af ettim gitti

Seyyah yüreğim sevdalı mendilim

Ne kan izi ne de karın yağdığı

Kandığım hep insanlar bazen yaftaların asılı kaldığı

 

Sabrıma delalettir sözcüklerim

Kundak yaptığım imgelerin beynamaz esintisi

Ve işte Rabbim öyle bir yardım eder ki:

Ne öğreti ne öğüt ne özveri

Her şeyin çok üstündedir mizacım

Benzemediğimi söylemek asla da değil lazım.

Layığı ile yaşamanın hikmeti

Bensiz geçen günü merak etmiyorum artık

Nasıl ki ben şatafatlı yalnızlığımla tanık

Olduğum şu yeryüzündeki kayıp asalete takık

Bir hece gibi bakmayın da hani: yüzümün asık

Olduğuna

Az sonra yağacak nurun beklentisi ile nasıl ki çıktım

Allah katına.

 

Aymazlığı gölgelerin

Ne hicap ne serzeniş ne öfke

Kırgın bile değilim artık size

Miadı dolmuştu madem bir kere

Bu aşkın közünden doğacak güne

Selam vermek içimden gelen huzura ve sevgiye

Eşlik eden melekler ve Mevla’ma

Dokunma arzusu

Akıl meleklerimden doğacak da nice şiir

Bir kere baş koydum madem bu yola

Şiirdir sefasını sürdüğüm acıların nihayetinde

Değil solmak henüz açmadım bile…