D/işlediğim hüznün teknesinde
düşlerin ürediği her yazım dişimin kovuğunda dahi kalmazken bir başına
kalmışlığında bir kelimenin, ona sayısız yelek hırka biçiyorum kalemin renginde
bozguna uğrayan beyazı uğurluyorum göğe ve konduğum karasını boyuyorum yine
gecenin esmer tenine yakışan pembeden bir veda busesi konduruyorum yüreğimin
sevincine.
Hazzı sözcüklerin haiz olduğum.
Hemcinsim adeta alfabenin tüm harfler
ama yetmiyor…
Söküklerini dikiyorum düşkün
mizacında gecenin gündüzden soyutlanıp geceye akıyorum.
Derin bir yara.
Dilemması yalnızlığımın devasa bir
yama.
Gözlerimden akan yaşın değil
kuruttuğum sözcüklerin telaşı ile bir bir yıkayıp imgeleri yasla boğuştuğum
ömrün nezdinde yasa biliyorum adeta çıktığım yokuşta baston gibi kullandığım
kalemin mentollü tadında genzime kaçan gıcık gibi gaipten gelen bir hazla bir
coşkuyla nail olduğum varlığımın çetelesini tutuyorum.
Nur topu gibi kucağıma aldığım her
hece.
Nuh Tufanı belki de kalemimden ayrı
kaldığım birkaç saat ve de bir gün bile yeterken özletmeye.
Öznemse sevgi.
Sindiğim.
Sığamadığım.
Sağ gösterip solumla sevdiğim.
Şiarım.
Sicim gibi akan rahmeti göğün bazen
tevafuk eseri bazen tahayyül etmenin dahi yetmediği.
Yetimsizim nazarında yetilerimin.
Yetimim de yetemediğim evrenin yeni
yetme bir uzantısı gibi içimde seken kurşunun meali belki de modifiye ettiğim
bir makine.
Gözüm.
Göğsüm.
Gök gözlüm.
Gürleyen sesim.
En büyük gürültüm iken senle yola
düştüğüm her anım dünde kalan nice anı ve hatırına yaşamın ve bitimsiz nazının
dinmek bilmeyen de niyazım iken içimde açan bazen solan ve çağlayan binlerce
hece binlerce gizem.
Rakımı ulu.
Rengi kutsal.
Dokunuşu ihtimamla.
Tohuma kaçan bir duygudan öte
tutarsızım işte severken ve tutumsuz ve tutkulu.
Celp ettiğim geceye seken tek hece şarlayan
iblise okuduğum lanet ve aşka okuduğum rahmet.
Düş bulvarındaki hezeyan.
Diş budağındaki heyecan.
Aşkın ritmi ile sarsılan yer gök ve
nice heyelan.
Muhatımdan da öte muadilim ve mealim
ve mecazi firarım ve ket vurulan istikbalim.
İmgelerin akan rimeli ve kaşı gözü
oynayan cilveli bir aşık gibi üstüne titrediğim bazen tinimdeki asaletim ve
titrim ve terlediğim elbet alın terimle yaşadığım yazdığım kadar yasadığım ve
yaslandığım kör cehaletim.
İmlecim sabırsız.
İhtiva ettiğim yansın yaşsız yassız.
Sızlayan içim dışarlıklı sitemim diş
budağım ve künyem ve ahvalim ve köküm ve sağanağım sadık olduğum ulu Rabbim.
Mademki bilinmeze meylettiğim.
Mademki tahakkuk eden ek vergisiydi
yalnızlığım ve işte izbandut gölgelere bir kılıf biçtim ve kapı dışarı ettim
her birini.
İmgemse aşk.
İtibarım hüzün.
İthaf ettiğimse sonsuzluk denen beste
çalansa kainatın orkestrası ve çalıp
çırpan eşrafım.
Bense eşref saatimle başlıyorum güne
elimde kalemim meddücezri iken sözcüklerin ve uçuşan saçlarım ve mevsimin ar
yağan perçemine konan bir kelebek gibi iken de anlık mizacım elbet kanat
açtığım hüsranın bir adım sonrası umudun pekiştirdiği yaşama sevincime tek
kıvılcımın dahi yettiği ve ört bas ettiğim mazim belki de beylik bir sitemin tezahür
ettiği.
Yıllanan yürek.
Yalpalayan kalem.
İhtiva eden değil itibar eden.
İhtimamla sevip yerleştirdiğim en
tepeye.
Duygulardan örülü bir yelek tahayyül
dahi etmenin imkânsız olduğu bir dilek gibi budadığım dilek ağacı ve işte
dilemması ömrün şiirlerimse dilaltı ve atıl yüreklerde kopan fırtına öncesi
evreni kaplamışken sessizlik ve işte inzivada geçen ömrümü satırlara yığıyorum
hali hazırda tutuşan kabrimi emanet ediyorum Tanrıya ve coşkumu şiar edinip de
baş koyduğum yolda emin adımlarla ilerliyorum.
Mevsimin güftesi aşk.
Yalnızlığın öznesi ise özlem.
Yankılanan sesimdeki o tını ve coşku…
Ve ben yeniden yazıyorum masalımı.
İlham perimin güncesinde saklı
kurutulmuş bir çiçeği kuruyan yaşlarımla teselli edip de ansızın can
bulacakmışçasına çıktığım yoldan da dönüşüm olmama şartı ile arz ettiğimle
iştigal arz-talep eğrisindeki o istikrar ile sevip yaşıyorum ve altın tepside
sunuyorum kalbimi izdivacı mümkün olmasa da aşk ateşi ile boşa düşmüş bir
vatandaş gibi olmayayım yeter ki yurdumdan yüreğimden ve yudumladığım her
sözcük iken şükür vesilem.
Kanıksadığım yazgıma eşlik etsin diye
kalemin rutini ile yazarken hayat hikâyemi sil baştan…