Mezhebi yok gülüşlerimin ne de olsa her biri çalıntı şarkıların mızrabında yosun tutan imgeler gibi aşk da şiirlerim de bir başkaldırı.

 

 

 

 

İçimde saklı mimoza bahçesi

Hasretle ördüğüm saçları yolların

Yankısı duyulmazken sesimin

Yâd ettim mazimi

Güme giden beşinci mevsimdim ben irdelenesi

Bir düş gibi bir hayal gibi…

 

Sağalttığım mutsuzluğum

Şiirlerse üstüme serili yorgan gibi

Gizinde saklıyım duygularımın

Rüştünü ispatladım bir kere ömrün

Rengi kaçık bir hüzne gömüldüm ansızın

Kâh düz yolda yürüdüğüm

Kâh şekli şemaili olmayan bir kördüğüm

 

Tek kozum saklı kozamda

Sevgiyi şerh düştüğüm

Kalemimse parmak izim

Esefle söylenmiyorum artık

Bir aldatı olsa bile…

Aşka şiirler yazılası çağları çoktan geçtim

Bir ağ misali yakalandığım

Bir bağ misali yazdıkça şiirlerimle köprüler kurduğum…

 

Belki de ansızın veda edeceğim an’ a

Bin bir edayı içimde sakladığım o teyakkuzda

Serpilen dizelerimle sarıp sarmalayacağım içimdeki

Yetim çocuğu

Mimlenmişken yalnızlığım

Hali hazırda saklı tuttuğum masumiyetim

Ne çalıntı ne cıngılı ömrün

Varsa yoksa şiir ekip

Aşk biçtiğim

Üstü örtülü bir hüznü şiar edindiğim

Ne de olsa şiirlerim hayatın güftesi.

 

Eziyet babında yazmadığım her gün bir Çin işkencesi

Azat edilesi sözcüklerim var çünkü

İçimde ta derinde yaşayan bir kuş gibi

Çırpındığım sahi, söyle çok mu belli?

Çapraz bulmaca gibi

Serildiğim dizelerim

Diz dize yaşadığım ölümün arifesi

Dizlerimin bağı her çözüldüğünde

Dizginleyemediğim bir güdü bir coşku âdeta

Kalemin başkaldırısı

Bense aciz varlığımdan dönüşürken tanrıya.

 

Tacizi duyguların

Tevekkül yüklü güdülerimse muhtırası ömrün

Kök saldığım

Bazen kökümü söktüğüm

Bazen yaprak döktüğüm

Bazı bazı hasret yüklü

Haizi olduğum ne çok duygu

Elimin beş parmağını çoktan geçti yazdıklarım

Oysaki yediremediğim binlerce sıfatı

Ön gören eşrafım

Halimi hatırımı sormazken

Sırlarıma mesken çalıntı ve isyankâr ruhları

Bende dominant bir tanrı misali

İçimdeki cennetin tek yolcusu.

 

Cehenneme dönmüş hayatımın yongası bir ruh

Dikilesi söküklerimle şerh düştüğüm adeta bir güruh

Elbet sözcüklerin ıssızlığı dinerken

Çağrısı tırmalayan kulaklarımı

Yere göğe sığamadığım

Bedenimin dar geldiği ölüm öncesi

Bir öykünün şiirle vaftizi

Esefle söylediğim o acıklı türkü.

 

Şiirse bir ülkü

Şairin ülkesi her duygu her güdü

Aşkla itham edilesi bir mizaç

Şen sesim ve kalemim iken o kırbaç

Hemhal olduğum ansızın

Sızıp kaldığım

Sızlayan ruhumda saklı bir fısıltı

Şiir olup baş koyduğum yolun da yok iken dönüşü

 

Yoktan var edene sevdalı bir fani

Aşkın ve yalnızlığın şiarı ve meşrebi

Yazılası nice dize nice şiir

İnfilak edilesi yürek ikliminde serili bir kilim gibi

Ayağımın altından kayan ömrü şiirlerle diktiğim…