Her düş’ ün sağanağı düşüp de yola içine düşülesi aşkın tuzağı…

 

 

 

 

Bir düş mahkûmuyum ben,

Ezelden ebediyete intikal eden duygular hükmeden.

Nazlı bir esintiyim

Belki de hoyrat bir fırtına alaşağı edilmiş ömrün

Dar cephesinde saklı bir isyan nemalandığım.

 

Göğsüm çökük.

Gökte saklı bir obruk.

Aşkın balta girmemiş ormanlarına razı yeşeren duygular.

Hakkın nazarında kabul görmek işin doğasında saklı.

Meylettiğim her gün her an

Firar ettiğim geçimsiz benliğim

Akla zarar hayallerim:

Nesri ömrün neşri dünün

Şatafatlı bir hezeyan naklettiğim duyguların

İhbarı:

İhtimamla sevdiğim

 

Delişmen kıblem

Devinen yürek devirdiğim kaleler

Kalemin sesi titrek hatırşinas künyem

Hakkın sunumu vardığım Hak kapısı

Hali hazırda geçit vermese de

Yeryüzünde saklı iklimler

 

Peyderpey boğuluyorum

Zanlarsa tutuşan

Allah yolunda yürüyorum:

Katıksız ve kasıtsız ve sıfatsız.

 

Bir manivela adeta her gün her iklim

Seyyah yüreğimden seken hüzün misali bir ikilem

Miadı dolan güneşin

Nifak sokan iblisin

Nezdinde evrenin sadığım sadece Mevla’ma…

 

Dökümlü etekleri neşrinde acının

Hükmedene duyduğum büyük aşkın meali

İçim hem ölgün hem kıpır kıpır

Yiten asaleti günün

Hapsolduğum bu devasa hücrenin

Bitimsiz hezeyanları ile yıkarım ruhu

Başı yok sonu yok kimi kelamın

Selamı yitik bir devran

Vecizelerin tutuştuğu içimde saklı denklem

Hüznü teğet geçemediğimden belli

Belirtili nesnesiyim şiirin

Öznesi kayıp ve ayıp hicreti aşkın

Bir rivayete göre şiirler asla sonlanmayacak ölsem bile