Işığı sönüktü içimde saklı kayıp şehrin mimarisi aşkla süslenmişti kefen bezimde saklı vasiyetim…

 

 

 

Aşk ki hükümranı evrenin

O kavisli yol ve şatafatlı yalnızlığımın

Zümresi batıl servetin adağı

Günü uyutan şiirlerim…

 

Geceyle sevişen

Esef yüklü sesinde mısraların

Bir ölçüt ise eğer ki iklim

Şanlı şafağım ruhumun

Şakağına dayadığım

Yalıtılmış yüreğimin meftunu

Bir parmak baldan öte

Yol uzadıkça sana büyür özlemim.

Ve öfkem söner

Zehir zemberek ıssızlık ve aşk nasıl da kıymete biner

 

Zühre’siyim yasın

Meftunu sancıların

Sanrılı bir yolculuk ve şanlı mazim

Alkış alır cüssem ki boyutsuz bir cüppe

Efkârı dinmeyen bir esaretle örülü

Önüm arkam ve sağım solum

Sağdıcım aşk

Solumda kürediğim gün ve şafak

 

İzahı var ya da yok bu denklemin

İzafi gölgemle eşleşen sonsuz miktarda dökülmüş yaprak

Köküne sadık bir çiçek

Ülkesine sevdalı yaralı yürek

Meylettiğim huzur ve asalet yüklü

Kırık sarkacın deminde derlediğim şiirlerde

Vazgeçişimle müebbet yediğim iklimlerde

 

Heceler kordan güz yakın durmakta şehre

Maviden mintan buz bakışlı sevgilim

Meali hüsran ve adağım

Atandığım en üst mevki

Elbet aşktır benim vatanım

Şah damarımdan da yakın

Rengim soluk gizim berrak

Yandaşım kalem ısrarla doldurduğum binlerce yaprak…

 

Şimdimle iştigalim

Kalan yarımsa mazimde saklı

Yarın olmaya meylettiğim

Zambakların aralıksız açtığı

Bir atlas yorgan gibi s/üzüldüğüm

Üstüne serili döşeğin yamacı

Elbet ne inkârı mümkün ne isyanı

Adaklarım kabul görsün yeter ki.

 

Azımsansam ne ki ne?

Azat edilesi bir köle gibi düştüğüm peşine

Peşinen sevdiğimsin

Pişekâr sevincimsin

Issızlığımın yağmalandığı yazdığım şiirin

Tecelli bulan yeni günde

Teslim ettiğim elden bir şiirden de fazlası saklı

İçtimada yürek nasıl ki endamı yerinde.

 

Konuşlu olduğum şu zeminin arka bahçesi

Farz et ki ölüm yok indinde

İzimde gizli bir gizin öncüsü

Efkârın bam teli

Sözcüklerin yongası

Şehla bakışlı kalemin nakşettiği

Binlerce şiirden de öte:

Varsa yoksa şiir olan sensin…

 

İtelediğim yalnızlığım

Kıymet görmese de varlığım

Şiir kokunla şiir sesinle

Restleştiğim cihandan da öte

Rastlaştığım şu iklim

Kordan binlerce hece iken

Saklı tutulası kördüğüm

Muğlak gölgeler mağdur sevgiler

Mazlumun hası

Dünün yâdı

Yakardığım halk dilinde

Yandığım kadar aşkın hicretiyle…

 

Sokulduğum sevap işlediğim

Sarkık göğsünde gök kubbenin

Saltanatını süremediğim esaretin

Kapısı nasıl ki çıkar sana

Semanın sadık yıldızı

Şahlanan ruhumun berrak tınısı

Bir tanı koymak gerekirse eğer ki şiire

Sonsuzluğun imgesidir gülüşün

Yazılası kelimelerin de dilemması

Açık ara farkla her şiir başlı başına bir teselli

Tecellisi gönlün tecrit edildiğim iklimin

Saf aşık gediklisi imgelerin…