Terk edilmişliğimden çıkıyorum yola sonra da yoldan çıkmamak adına terk ediyorum kendimi.

İçerlediğim kadar içiyorum evreni ve içtimada geçen ömrü sözüm ona güncelliyorum lakin kırıntısı kalmıyor düşlerin ve kırık tekerine tırmanıp yeni düşler kuruyorum.

Bir yitim gibi içimin ritmi ya da tam tersi.

Elimden gelen gelmeyen ne varsa gerçek kılmakla mükellefim belki de gerçek olduğum kadar düşperest olmanın ikmalinde sızıyorum derinden tepeye.

Günsüz bir özlemse biriken geceye atıfta bulunduğum ve hüzünbaz yüreğimin kaskatı kesildiği gecenin soğuğunda nöbete durduğum sair zamanı nasıl da dondurdum.

Üstüme basılı ‘’play’’ tuşu ve her mola verdiğimde bastığım ‘’pause’’ tuşu ne hikmetse bana emir yağdıran sağ ve sol sekmelerde salındığım hayatın nankör yokuşu.

Sezilerimle örülü cümlelerim ve sür git telaşla sevk ettiğim yüreğin mühimmatı.

Duyguların telaşında soluklanıyorum ve hayata her es verdiğimde askıntı olan ruhumun çeperinde solan güne bakıyorum da ve tersten girdiğim tali yolda düze çıkmak adına ne maskaralıklar yapıp nice takla atıyorum.

Renkler solgun sözcükler yorgun: ya, ben neyim?

İdrak ettiğimden de ötesini tahayyül etmekten yoksun insanlar yüzünden yerimde sayıyorum ve daha da beteri: gerisin geri gidiyor ayaklarım.

Süzülen duman misali başımı her kaldırdığımda net göremediklerim oysaki insanların yüzüne baktım mı içlerini okuduğumu hayal ediyorum ve sözüm ona düzgün tahlil ettiğim her insan bende ters akıma sebebiyet veriyor.

Huzurumu çalanlar ötesinde Rabbimin huzuruna çıktığımda dahi benden şüphe duyanlar: yüce Mevla dahi emin iken kulundan kimlere ne anlatıyorum da ispat edeceğim dosdoğru olduğumu ve hayatımı zindan eden bunca hesaplaşma vaktim gelmese bile göç mevsimini öne çekiyorum ettiğim duaların nazarında pürü pak olsa da yüreğim hep karartıyorlar ışığımı.

Çekincelerim var artık ve gerçek manada insanların niyetini algılamakta zorlanıyorum ve ben ne kadar dosdoğru isem yolumdan sapmamak adına verdiğim savaşta illa ki anlamsızlıklara ve yanlışlara mahal veriyor insanlar.

Üç yanlışın bir doğruyu götürdüğü zamanlardan geliyorum ve hala ruhuma askıntı olan öğrenci kimliğim öyle ki: zamanında öğretmenlik yaptığımı dahi yok sayıp hala çelişiyorum atfedilen sıfatlarla.

Sağdan soldan duyduğum da değil hani: yekten yüzüme püskürttükleri kızgınlıkları ve öfkeleri ahvalimin artık neyin öfkesi ise benden çıkardıkları ve ben hala kimliğimi doğrulamak adına çabalıyorum.

Kelimelerle hasbıhal etmenin ötesinde ruhumdaki dinginliği ilk günden çalanlar ve dengim bildiğim nerede ise herkes merkez-kaç kuvveti ile çelişiyorlar içimdeki akım ve onların akıllarından geçeni yüzüme sarf ettikleri.

Hep bir kimlik karmaşası.

Yadsınan özelliklerim ve dünde kalan başarılarımın yok sayıldığı çünkü maddi anlamda elde ettiğim net bir gelirim ya da kazancım yok ve dünyanın üstümde kurduğu baskı ve direttikleri hegemonyaları.

Dirlik ve birlik karşıtı nice insan ve diri bedenimi huysuz varlıkları ile yoran ve beni ben olmakla suçlayanlar ve ben hala nazlı bir çiçek olsam da kaktüs sıfatı ile yüz yüze geldiğim oysa ben doğmakla ve ölmekle iştigalim günbegün içimde büyüyen bir hüzün pınarını kâğıda döküp mutlu olmaya kanat açmanın nesinin yanlış olduğunu da henüz kestirememişken.

Yazdığım binlerce cümle ve sözcükten almıyorum hıncımı bilakis yazamadıklarımı yazmakla iştigal ve çabaladığım kadar da çaresiz addedilen varlığım…

Ve evet, elimde sihirli bir değnek yok ve ben her ne yaparsam yapayım kaderi değiştiremiyorum lakin inancımla saklı tuttuğum umudumla daha güzel ve aydınlık günler dilerken Tanrıdan güzel olmadığımı savunanlarla da karşı karşıya geliyorum.

Saf tuttuğumsa solumda ve saymaya başladığım sağımdan soluma en çok da sağdıcım bellediğim kalemimle dans etmenin verdiği huzurdan çıkıp da yola bunu hayatıma yaymaktan başka bir şey de istemezken evrenden ve çığ gibi büyüyen sözcükler bazen eriyen bazen ruhumun sele kapıldığı…

Gözümün nuru annemin sevdasında saklı tutarken yazma aşkımla yazdığım her cümle her yeni gün adına da hamt ettiğim Rabbime olan borcumu ödemek ve daha da iyi bir insan ve evlat olmak adına elimden geleni ardıma koymazken…

Sudan sebeplerle başka sıfatların başımdan yağmasına aldırış etmediğim kadar da baş koyduğum yoldan ve değerlerimden taviz vermememin verdiği huzurla yaşamanın imkân dâhilinde olduğunu ispatlamak adına gösterdiğim çaba ve emeği saklı tutsun yeter ki yüce Mevla…