Irgat düşlerden düştüm yola bir
başıma ve şiirlerden bir yelek ördüm ama yetmedi.
Yazdım ve yazdım: nice hikâye nice
makale.
Emsalsizdir rüzgâr ruhumun o
mütereddit kimliği ara vermeden ve düşünmeden sevdi hep sevgi.
Muhatabımdı aşk ve ulu Rabbim.
Kanaviçelerinden şiirin ördüğüm
Saçakları mevsimin
Ah, yüce Rabbim:
Sendin bana yaşamayı ve sevmeyi ve
yazmayı öğreten
Ve sen her ‘’ol’’ dediğinde oldu da:
Olmazın oluru idi mutluluk
Haiz olduğum sevgi ve umut.
Sözcüklerim ve ben ve kalbim
Sararmış yaprakların dinmeyen
dirayeti
Hep yapraktım hem çiçek hem yıldız
Her şey bir arada
Tutulan nutkuma sendin can veren
Yolumun uğruna çıktığım aştığım dağ
tepe
Engelli idi kimi yürek
Sevgide engel tanımadım öyle ki taşı
dahi sevdim
Taşlansa da başım
Taçlandırandı Rabbim
Ve evet, ben en çok Rabbimi sevdim.
Yağız atın binicisiydim
Rüzgârla yarıştığım.
Hazanın sevgili müdavimi
Çünkü ben yağmurdum ben hüzündüm
Ben, ah, ben…
Gaipten gelen coşkum ve neşem
Hüznümle yarıladığım yol
Umutla beklediklerim
En güzeli ise Rabbime kul olmak
Kölesi olmadan dünyanın
Bahşedilen güzellikleri için için
yaşamak.
Muradımdı nice hayalim
Gerçek kılan yüce Rabbim
Ah, sevdalı yüreğim sendin mealim
Matemimi dahi sevdim mabedimi de
Mahrem olan neyse pay ettim Rabbimle
Payidar olan sözcükler ve kalemim
Arşı alaya çıktı sevgim ve yazma
aşkım
Sonunda ne çok da kendimi sevdim.
Renklerden en çok beyazı sevdim
Bir de pembeyi
Her âşık olduğumda uçuşan kanatlarım
ve pembeleşen tenim
Mazlum olsam ne ki ya da mağdur?
Bir o kadar gururluydum kendinden
emin
Altı üstü aciz bir kuldum lakin
Sevgim beni büyüten
Ve sonsuzluğa talim ettiğim.
Günlük değildi yazdıklarım ya da
kelebek ömürlü hiç değil:
Neyse bir ömür sunulan
Ettiğim şükür ve dualarım
Serili olduğum o rahle
Hüznüme sadık bir göçmen kuş gibi
Göç ettim duygudan duyguya ve
yürekten yüreğe
Kararan göğün ışıldağı kalemim
Geceyi delen gözleri sevgimin
Sevdim işte hep sevdim ve tebessüm
ettim evrene
Yaşlarımı katık ettiğim dualarım
Sevgiyi koyandı Rabbim gönlüme.
teşekkür ederim