Geçiştirilen bir ömrün güncesi ve silik nüktesi.

Kendime armağan ettiğim gecenin esintisi

Düşlerimde saklı mutluluk

Düşlerimde saklı çocuk yanım

Düşlerin edepli

Adabı muaşeret kanunlarına ithafım

Kendimle çeliştiğim gündüz vakti

Yazmamaksa intiharım.

 

Mahsulü günün geceye devir teslim töreni

Bir başat bir başak

Aslında reşit olmayı dilemeyen çocuk kalbimin ısrarı

İle g/ördüğüm rüyalar

Ne isyan saklı içimde ne inkâr

İhtilaf halinde ömür

Kırıklarından sabit kıldığım çatlak pencere

Uçuşan perdeler

Ne de olsa mahrem benim dünyam

Matemin izinde saklı gizim

Tebessüm ekmek adına teselli bulduğum

Tereddütsüz içimi açtığım insanlar

 

Bazen bir lale bazen mimoza

Solmaksa kestiğim racon

Sökün eden kırıkları defolu mabedimin

Kahrolası bir düş işte bir düş:

Medet umduğum gecenin teninde yakarış

Mealim bildiğim Nuh tufanım

Bilemediğim oysa mizacımdır tufanın kendisi

Her şimşek her gök gürültüsü

Sadece içime

Sadece kendi pencereme yağdığım

İktidarsız bir hayatın peçesine saklandığım

 

Beyazın en hası ve asili

Asisi rüzgârın ve bıçkın ve nemli gözleri

Nemalandığım kâh mevsim kâh irsi çekim

Babama özlemim kaynakçam

İlla ki hüzün

Eşleştiğim değil nice insan

Özdeşim aslında yalnızlığın akışkan tini

 

Göreceli bir mutluluk

Ümidim yarından

Hadi olmadı diyelim

Yarım yamalak mutluluk

Düşlerime serdiğim kilim ve kıblem

Tutuklusu olduğum değil dünya

Bilakis ifrata kaçmış sevgimin bozguna uğrattığı iç dünyam

 

Haydi, bir fasıl geçelim haydi, azizim

Hatta kıralım tüm zincirleri

Haydi, sen sus ben yazayım, azizim

Yetmedi bağırayım için için içime çektiğim

Yasın ve yaşın izini sürelim

Olası bir neşeye hamt edelim

Hüznün ifası şairin edası

Kimi sözcüğün vedası

Müzmin bir sevgiyi teğet geçelim