Card image cap
Şemsi̇n i̇zi̇nde

Yalıtılmışlığın alametifarikası bu…

Sözcükler…

Ve diyez.

Bemol bir farkındalık elbet notalar sürecek sefasını

Acıların

Ve kanatlarına dokunan her benekte

Telaşla süpürecekler içlerindeki efkârı.

 

Yakın çok yakın…

Dediğime de bakma sen:

Azat ettiğin kadar renkleri

Hadi, takıl peşime.

Kırağı çalan geceden de farkı yok şiirlerin

Semiren gezegen ve insanoğlu

Artık aşk neyin muadili ise

Düşsün varsın gözümden.

 

Kanadığımı ihbar eden karanlığı da

Alınmadım üstüme durduk yere

Yeşeren acıların düş gücüme ihaneti

Veryansın yüklü gezegen

Varsın çıkarsın beni gözden.

Kardığım…

Hayır, hayır, k/andığım:

Rabbim, nasıl bir ikilemse bandığım

Şimdi kömür gözlerinde şehrin

Sadece ben mi saf tutacağım iklimin ayaklarının dibinde?

 

Laneti giyinen münafık baykuş:

Çekil aramızdan güneşle sevişen

Sezilerimden de uzak dur:

Sevgiye kasıtla yaklaşan bir yangının da özlemi ile

Çevir de yanmasın kazıdığın her resmin de

Elbet vardır İlahi bir tınısı.

Kördüğüm aşkın bağlanan basireti

Asil bir yürekle geldim oysa ben

Hem de tahmininde çok öte.

 

İşkillendiğim her gölgeden de çok uzak

Sözcüklerim saçlarıma takılan nice bukle

Veryansın eden hangi ışıksa

Azmettiren elbette umudun tekerinde

Kaldığımın sürümü bir renk:

Sindiğime de kani olmasın hani kimse

İmrendiğim tek bir hayat da yok hani:

Özlediğim sadece ölümün kolları

Ne de olsa uzağındayım aşkın ve mavinin

Ne zamanki acıyı resmettiğim.

 

Sevgiye şerh düştüğüm hangi yüzyılda takılı kaldıysa

Asam?

Şemsin izindeyim:

Aşka ne uzak ne de tutsak

Kefareti ödenecek madem düşlerin

Gerçekleri kolladığım kadar da mutluyum ben.

Adağım olsun…

Adamadığım hangi acıysa.

Sanrılarım mı kimi zaman?

Elbet beni mutluluktan ayrı koyan.

 

Sehven yenik düşsem de:

Özrüme vakıf bir sicim

Sallandığım da darağacı

Öykündüğüm sadece huzur

Elbet sevginin varsa bir muhatabı.

Dirilen zincirlenmiş gölgem:

Aşka sadık kalsam da

Gizleyemediğim öfkem;

Korunaklı dünyamdan firar edip de geleceğime

Çok da kani olma istersen.

 

Ne zamanki düşeceğim karanlığa

Sözlendiğim acılar hepten yapışan yakama:

İri çiy tanelerinden aşırdığım bu şiire de

Gıpta etmesin hani hiç kimse:

Ne zamanki şiir öpecek beni gözlerinden

Dönüşeceğim mutlu bir prensese

Kurbağaların dahi dillendiği nice tevazu

Ne de olsa yakışıklı bir prensti her imgelem

Boca edilesi rahmeti tuttum madem ellerinden

Atağa kalkacağım o gün de çok yakın:

Sevip de dirilmeyi çok görmesin sakın şu devasa evren.