Bir düşün bir düşün yeter ki: bir düş’ ün verilmemiş muhtırasısın sen ve ziyan olan sevginin ve içine düştüğüm müşkülün de yüz karasıdır sevdam.

 

Şiarı yalnızlık olan bir kıyımsa uğradığım hali hazırda kıyama durduğum evrenin şartlı tahliyesi ile sınandım ben ve içimdeki dilimlenmiş mısralar ve sevginin matemi ve sezilerimde saklandığım kadar metruk hecelerden alıyorum intikamını bu sevginin ve bahşedilen her yeni günde yazdığım her yeni şiirde bir defa daha kıyılıyor içim ve kalemim ve kıyısından köşesinden nasiplendiğim duygularıma geçiyor sözüm bir de kalemime çünkü kalender bir rüzgârım ben…

 

 

Gün uyudu, bayım, güneş de:

Semiren yalnızlığın aldığım ilhamıdır sözcüklerim

Bazense hayallerim perhizde

Çünkü nasiplendiğim her gerçektir doğamda saklı

Aşkın pervazına konan yüreğimledir tüm alıp veremediğim.

 

Bazen şerit değiştiren rüzgârım ben

Bazense afakanların b/astığı

Hali hazırda sınandığım kadar

Sıvıyorum da kollarımı ömür

Denen dehlizde önümün karanlığı aldatmasın seni ve insanları

Sizler yeter ki bakın ve görün içimin aydınlığını

Gözlerimle aydınlattığım bu tünelin ucunda beliren

O ışığa kefilim en az Rabbimin benden emin olduğu kadar

 

Rabıtası ile bu dipsiz aşkın

Anaforlar sunar beni evrene

Evrendir illa ki bağdaş kurduğum iskemlem

Ve ben kuş bakışı sever ve yaşarım aşkı

Yaşatırım da imbat akşamlarını

Günse pekişen gözümde

Gece bazen renk değiştiren

Arzı endam eden şafak öncesi

Ah, bayım ben hep şafak saydım

Hep de şakağıma dayalıdır namlusu kalemin

Kaybolmak ne ki kaybettiklerimin yanında?

 

Öyle ki hayallerim bile çalındı defalarca

Sunumu evrenin

Bölündüğüm kadar parçalarına ömrün evrelerinden

Çıkan dumana şahittir gözlerim

Kayıp bir neşriyattır de kimi zaman sevgi

Üstüme başıma buladığım

Sevme de yanında yat dercesine melekler

Korunduğum nasıl da aşikâr

Yoksa hali hazırda kalır mıydım ayakta?

 

Şahikasıyım mevsimin

Şairiyim gizemin

Şiarımdır aşk ve evren

Defansı olmayan bazı zaman

Bazense diskalifiye edilen yüreğim ve rahmetin

Boca ettiği efkâr kadar

Yüreğin de uleması şu sefil içime esen rüzgâr

Tıpkı yüzümü yalayıp geçen zaman gibi

Kayıp bir neşriyatın da perde arkası

Nasıl ki içim dışım bir ezelden…