İklimin katlarında yükselen nidalar, belirsizliği kamçılayan bir damla gözyaşı elbette özlem kapısını aralar ve latif esinti devasa rahmetin kanatlarına asılı nice rüya kambersiz düğün misali hüzün nasıl da sırnaşık derinlerde yara açar.

 

 

 

Düş muadili gerçekler.

Ve soru ekleri

Nazarında güncenin

Metruk ve derbeder heceler

Kavruk esintisinde saklı nice hatırat

Basireti bağlanmış o kuş üzümü

Hani boğazında takılı kalır ya nakarat.

 

Söz öbekleri

Seferberliğinde iklimin

Yüreğe asılı kanatları mevsimi bilinmeyen

Bir ölümde çatlar da çatlar sabır taşı

Huda’dır tek tanık

Aşkın izafi gölgesine

Sureler eşlik eder

Katlanır da katlanır varlık

Hiçliğe tokat gibi iner tereddütsüz

Nice acı katık.

 

Haşmetli göğün

İndinde yerkürenin

Havasına asılı meltemin

Kar tanecikleri erir de erir

Değmeden yaprağa

Melun bir tümsek

Metin kılan yüreği

Katıksız tek izlek

Aşkın şah damarından yakın sesi.

 

Endamlı bir mercek altında

Büyür de büyür ayak izi bilinmezin

Gizinde saklı rabıta

Ve kör kurşun

Teneffüs ettiği o yarada

İfa eder mazinin esintisini

Yarından kaçamazsın

Yarımın kayıp olsa da

Metruk gezegende nice fasıla

Ektiğini biçersin ey gafil.

 

Gökte tebessüm

Kardıkça istikameti

Ölümün dahi hayırlısı

Sevsen de sevmesen de makûs talihini

İthafı derindir

İmanı büyür de büyür

İtibarı ömrün

Saf tuttuğun masumiyet

Elbette ziynetidir benliğin

Ne dağ taş

Ne tepe izlek

Varlığın kadar da kanarsın günbegün

Kanatmak olmasın ikbalin

Kandırma da kanma da hani.

 

Sevecen yüzünde yürek mabedinin

En görkemli birikim

Elbet kopan yüreğinden

Katlanan imge imge

Bir şiir ne ki ömrün ortasında

Yarılamamışken hikâyeni

Varsın ersin dert tasa nihayete

Edimlerinde saklı tut yeter ki hidayeti.