İlahi bir düş’ ün kaydını açıyorum güne:

Günse nesri ömrün günbegün büyüyen rahmeti dünün.

Gıyabında saklıyım mevsimin ve kabir azabı çektiğimin de tecili yazdığım her cümle her şiir…

Mokasen yalnızlığı geçirdim ayaklarıma ve tabanlarım yana yana yürüdüm anmaktayken ecdadımı gönül vermişken yaşama ve son bir gayret yola getirmeyi umduğum nice kara gölge.

Havsalamdan taşanlara sadığım: sancılı bir tutku ile sarıldığım mezar taşım ve demleniyorum git gide; derliyorum da sözcüklerin derdi tasayı dünde bırakmanın verdiği huzurla kilitledim de kapımı yabancı ve yerleşik kimse mecrası nefret kokan ve izafi bir eksende sağdıcım dünyaya nazireler sunuyorum.

Küfemdeki imgeler.

Sararan yüzü umudun bense beklemedeyim.

Hicranın b/eşiğinde tıngır mıngır sallandığım yalan salındığım boşlukta varsın olsun birileri kuyumu kazan.

Kazan kaldıran yeniçeriler gibi yürekten pul pul dökülen sözcükler ve haşmetli gök iken son durağı kuşların ve göç vaktim yaklaşmakta yakardığım Mevla’m ve yanaştığım güzellikler bozguna uğramın olmanın meali olsa bile kırgınlığım sessizce beyitler örüyorum yüreğimin şişleri ile ve yüzü gözü şişmiş neyse ardımda kalan ağlamayı da kestim rahmeti içime akıtan Rabbimin nezdinde biliyorum da sadece bir damlaya denk düştüğümü.

Horasan tepeleri aşkın.

Aşiyan Yollarında adımladığım efkârın iz düşümü çünkü sevgi içimi yakan ve sevgi yüreğime kazan kaldıran ve sevgi İlahi Aşkın çekim gücünde aralıksız büyüyen tanrısal bir coşku tapındığım sadece Yaratan ve tanrısız gölgelerden uzak bazen nezdinde kisvelerin kör kuyulara atılmış taşı çıkarmak adına kuyudan.

Sonsuzluğun resmini çiziyorum.

Mealini arıyorum sözcüklerin kimse ağzından kaçıran sırlarımı sunuyorum evrene ve sır dolu ayna kırıldığında sonsuz g/örüntüye ulaşıyorum ne de olsa hatmettiğim yalnızlığı gömmek adına boşluğa.

Bakaya kalan duygularım var misal.

Bekasını tahmin dahi edemediğim nasıl da etrafım taş duvar.

Hikmeti sevginin ve ihmal edilmiş duyguların taşkınlığa sebebiyet verdiği ve mağduriyetin sonlandığı bir dünya hayali…

Attığım zar ne ki attığım nidaların söndüğü ve yüreğimin suladığı bakir topraklarda saklı umudun coğrafyasında dikilesi sökükleri bilinmezin ve haşmetli bir arzu ile seslendiğim.

Görgüsüz kimi cümle.

Gönül gözümle görmenin verdiği huzur ve mahcubiyet ve tevazu yüklü evrenin tedavülden kalkmış iken istirhamı.

Sancağı bende hayatın ve zifirinde gecenin çoğaltıyorum yalnızlığı ve derman biliyorum şiirleri derdest olmuş bir varlık olmaktan da yok ötesi ve ş/akıyorum hece hece: şarlıyor iblisi, kat çıktığım hidayet ve katlanan nice duygu kancasına takılı iken huzurun, bu büyü bozulmasın diye dua ediyorum ve kimse büyüttüğüm gözümde istifli hecelerden hararetle içime çekip ekşi tadını hüznün bol keseden sevmeye de devam ediyorum.

Nazenin bir sözcük dipçiği ölümcül olan.

Nadide bir çiçek uçurumda açan.

Çölde saklı kum fırtınası bense kum saati bellediğim yüreğimle tokuşturuyorum ruhumu genelde önem arz etmese de duygularım insanların nazarında ben insanlığın coğrafyasında kök salmak adına da sıkı sıkı bağlı ve yerleşik iken toprağa.

Ertelenmiş bir hayalin de taslağı iken yazma dürtüme eşlik eden umudun ve inancın selinde sürüklenmek kadar muhteşem ne olabilir ki?

Ve evet, ben bu duygu sağanağında erişiyorum en tepe noktaya bazen izafi addedilen ve asla da arz-talep dengesinin önem arz etmediği çünkü ben durduk yere sevmiyorum ve sevmiyorum da sevilmek için çünkü adağımı adadım ben dün ve adımı anmayan kim varsa af ettim içimdeki kırgınlığı yok saymanın ertesi yok sayılmamın da artık ehemmiyet taşımadığı gerçeği ile yüzleşip sadece kendimde saklıyım ve içimde saklı ne varsa varsın aklanmasın üstüme sıçrayan çamur deryası.

Yâd edilesi güzelliklerdir beni ayakta tutan ve yârim kalemdir kale duvarlarımda asılı sırların ve şiirlerin de her hecesi aslında benim gerçekleştirdiğim bunca rüyanın bunca hayalin de ta kendisidir.

Kendim olmaktan başka amacım da yok hani ve kendimi bildim bileli kimliğimle dokuduğum bir halı gibi ilmekleri de kabul görsün diye Allah nezdinde ve aralıksız Rabbimi andığım ve aralıksız secde eden yüreğimle tevekkül yüklenip yolumdan da sapmadığım gerçekler ne kadar üstü örtülü olsa da hiçbir gerekçesi olmamalı insanın gerçekleri s/aklamak adına belki de bu yüzden taviz vermiyorum doğrularımdan ve ödün vermiyorum ruhani servetim ise bahtımdaki rüzgâra eşlik eden çünkü ben insanım…