Rüzgar gülüm
Hangi şiirin ön sözüsün, muhalif
kuşların kanatlarına konan notalardan çaldığım bu şarkıyı tek duyan ben miyim
mesela?
Meselesi olmayan bir koşul olmak
isterdim ya da koşut karşıtı bir heyecan ki dilimi damağımı kurutan şu
kırıntılardan yana dertliyim ne de olsa asla erişemem ben Eşref saatine hele ki
içimdeki kum saati doldurup taşırırken göz çukurlarımı ve işte iltimas geçen
hüzne odaklı seyyah bir rüzgârdan ötesi değilim en çok ötekileştirilen çocuk
dünyamla s/alındığım şu bahar gününde bilmezler de içimdeki boranı ve kıyamet
öncesi kıymete binen rüzgârgülüm benim belli ki rüzgârla esip gürleyen hicviyim
şu sefil ömrün…
Mavi tenindeyim göğün
En çok öykündüğüm düşbaz gönlüm
Renklerin de verdiği muhtıra
Bazen tıknefes bir sözcükte asılı
kaldığıma
Şahit iken Mevla’m.
Göç ettiğim dualar var
Göç edemediğim duvarlar
Bense öç alan iblisten kaçtığıma
yemin ederken
Yamalı bohçamla gezindiğim şu devre
mülk hüviyetimle
Bilirim de sefaletin ne olduğunu
En çok da varlık içinde yokluk çeken
bir derviş gibi
Kımıltısız geçen ömrün hicviyim
Üstelik daha yeni geçti tutanaklara
ismim:
Rüzgârgülüm, diye çağırmalı beni
mevsim
Mevsimde seken o kurşun
İşte geldi ve saplandı yüreğime
Kükreyen iç sesim
Kanaviçesi içimdeki özlemin
Özüm sözüm bir madem
Artık biliyorum ismimi sözcüklerden
Sökün eden rüzgâr ve ben
Sandığımdan da çok severken
Çocuk kalbimde açan ne çok çiçek
Olmaz mı heves?
En çok da solmalara doyamadığım
Ruhumu soyup soğana çevirenlere
Misilleme yaptığım iç sesim
Varlığıma binaen saklı tuttuğum umut
güncem
Hüznüme de talibim hani günden
Kovulup da geceye konduğumda.
Sözcükler saltanatını sürdü tüm gün
Güme giden bir ömür hep de muhalif
iken
Bunca hengâmede bile huzur
bulabildiğim
Sayılı saatlerdir işte kurulduğum
başına iç sesimin
Bazen kurmaca bazen karınca adımlarla
Sayısız hayat hikâyesi yazdığım
Şiirlerde solup açtığım ve işte
öykündüğüm
Saf rüzgârgülüm.
Mevsimin matemi, mahremi
Döşemişken ruhumu satırlarla
Kanca takan şu şeytanın devasa
varlığından
Elbet korkmadan yaşadım bir ömür
Meleklerim ve mahiyetinde iç sesimin
Kararsız adımlarla gezindiğim
Rengimle müspet ya da menfi
Kâh gülen kâh ağlayan
Rüzgârgülüm saklıymış meğer en
derinde
Bilemeden yaşarken rüzgârın tiniyle
Çiçekle özdeşleşen bir esinti iken
rüzgârın
Ilık nefesinde açıp sararan güneş
Gün yüzlü bir şiire baş koyup solsa
da neşem
En sevdiğim en sevdiğim:
Rüzgârgülüm tüm acıları öteleyen
Delifişek mealim
Hala çocuk gibi sızlandığım
Kim bilir kaçıncı rengiyim gök
kuşağının
İçimde sökün eden o rüzgâr
Örtüşen matemimle çiçek olmanın
özlemi
Sadece fesat gölgelerden kaçtığım
meramım
Sadece saklı Allah katında
Islıklansam da bir ömür
Ne çok heceye itaat ettim işte çünkü
Rüzgârgülüm beni bana sunan hep de
Beni benden etmişken
Göğün kanatlarında yaşamayı şiar
edindiğim
Nasıl ki her şeye kadir canım Rabbim.