Seçkin bir tanrı idi sessizlik, gecenin kumpasında sövülen nidalar sökülen yerinden yüreğim bin bir telaşla ve ördüğüm masallar…

 

 

 

 

Gidik idi aklım imha edemediğim

Saldırının güzergâhında takılı ruhum

Beynamaz bir şiir değildi hem mevsim

Mihenk taşı duyguların

Sözüm ona mutluluk dilendiğim

Coğrafyanın ve insanlığın yoktu ayarı

 

Bense hamt ettim

İstikrarla yağdığım kadar yağmalandığım

Bir g/izin t/uzağında

Bir başıma kalmışlığım

Süren sefası bunca yasın

Terk edilmiş bir mahlas iken başkaldırım

Üstüne ant içtiğim

İçerlediğim

Ar bildiğim sözüm ve gözüm

Ve tutulan nutkuma eklediğim

Bir ayraç misali

Zımbaladığım yüreğin kebir defteri

 

Azadesi yılların

Azığım

Azımsandığım

Arz ettiğim

Yeri geldi mi yuhalandığım

Ve işte ve işte

Ardına kadar açıldı penceresi semanın

Bense başat iklimde seken yalnız bir tanrı

 

Ruhun istilası

Sökün eden gün ve hüzün

Beti benzi atmış iken ömrün

Rakkasesi olduğum yıldızların

Ve reşit bir acı

Eşit bir düzenek olsa olsa tek ilacı

İnzivada ruhumun ilk ve son nefesi

Böğrümdeki devasa sancı

Açılmayan kapılardan kovulduğumdan da öte

 

Açmadığım yüreğim sıktığım kerpetenle

Bir avazda dilerken ölümü

Dilemmasında şiirin

Şehri boyadığım bucağımdan ufka

Sekantı ömrün sarmalında

Bir istikamet ki

Yarıladığım yolun devamı

Gelir miydi sahi?

 

Gel-git aklım

Nüvem

İtibarım

Eşkâlim

Suskun bir figandım

Firari bir beşer

Fidanlar diktiğim kadar

Dikilesi mezar

Taşımda saklı şiirler

Sandığım kırık

Sadık olduğum kadar Rabbe

Sağdıcım dua

Solun sarmalında saklı binlerce rüya

 

Şiirdi geçen nazı

Şiirdim koklamaya kıyamadığım annemin duası

Kilitli bir kapıdan

Ansızın sökün eden

Buğrası sözcüklerin

Batılında gizemin

Sönmeyen feriydim umudun ve evrenin

Kıtalar aştığım

Ruhumu örten atlas yorganım

Bense inanılmaz yorgun

Yâdım ve tesellim

Şükre binaen

Aldığım nefesin iade-i itibarı

 

Veremediğim kadar bir es hayata

Devasa bir sessizliğe müptela

Arzım ve arşım ve asık yüzüm

Miadı dolmuş bir şiire daha veda ettiğim

Yılkı atlarının peşinden

Yılmadığım kadar giderken Rabbimin izinden

Yandığım kadar yakardığım bir ateş ki:

İlahi Fısıltıların aralıksız çağırdığı

Kâh izdiham kâh mekânım kâh mabedim