Paçoz bir zaman addedilen yüreğin intiharı…

Renklerin en asilinde saklı

Sözcükler deşen ruhu

Anda saklı meali

Koruk bir düş iken yalnızlığın ihbarı…

 

Tereddüt ettiğim bir mevsim

Hayallerimin dahi rencide edildiği

Közünde saklı bir ruh iken özünde varlığın

Sevgiye nispet edenlerden olmadım asla

Aslıma rücu ettiğim kadar

İştigal olduğum o beynamaz rüzgar

Oysaki bir fasıla idi ömür

Havsalamdan taşan duygular

Yüzü suyuna hürmeten sevginin

İçliğim donarken

Hiçliğimle atandığım mertebe kadar

Rüyalarımı da ertelediğim

 

Körüklenmiş hazin rota

Kıyılmış bir kere içimde saklı yetim çocuğa:

Kıyama durmanın ertesi

Kıymet bilmeyenlerden öte

Kıymet verdiğim sadece sevgi ve umuda dair

İnancımla tamamlandığım

Hiçliğimin kozasında saklı

Tek kozum elbet iman gücü ve umut

 

Bir ritüel oysaki adına hayat denen

Meylettiğim her zikir fikrime denk düşen

Kulvarımda tekim

Hem yetim hem sefilim

Gel gör ki başım dik

Gel gör ki ütüsüz sevdiğim

Koca cihan ve insan nesli

Allah sevgisinden yola çıktığımdan beri

 

Korlarda yanan sözcükler

Küskünlüğümse kendime meylettiğim kadar

Mealim yitik mizacım devrik bir cümleden

Çıktığım yolda

Kalsam da yarıda

Yamalı yüreğimle tutuşan hayallerimin uğruna

 

Seferi tanığıyım kaderin

Seyyah yürek ve seyyah iklim

Sefasını sürsem ne ki hayatın?

İnsan olmanın alametifarikası

Sadık kaldığım kadar Mevla’ma

Sarktığım bir pencere ki

Kanat açtığım yarınlara

 

Eşkâli kayıpmış meğer dostların

Emsalsiz hüznümle dağlar aştığım

Ve işte başımı dayadığım

Çınarım ve asam ve Yaratan

Düşkünlüğüm sevgiye bir ömür

Düşe kalka büyümediğim kadar

Bir düş palası adeta sözcükler

Hayatı tıkıştırdığım heybem ve şiir

İçimde saklı devasa bir kâhin ve özlem

Kanıksadığım hayatı ne ki?

 

Varsın gizli olsun öznem

Nasılsa kabul göreceğim O’nun katında

Kaybolan mısraları da bir bir bahşedecek

Uyruğu olmayan acılarıma son verecek

Dileğim o ki…

Dilediğim sadece O’ndan

Dil yarası değil bu bilakis yanan devasa bir orman

Yüreğimin balta girmediği

Yüksünmediğim kadar sevgiyi

Dikte ve ihraç ettiğim dünden belli

 

Girifttir gün

Gergin bir ipin

Üzerinde yürüdüğümse doğru.

Bildiğim doğrular korumak adına

Ufkuma doğacak mı sahiden de mutluluğun ruhu?

 

Bir seyyah seferisiyim ki ömrün

Önümü varsın olsun görmediğim

Rabbim yeter bana yetişen her düştüğümde dara

Yatıya kalsa bile hüzün

Beş vakit coştuğum değil asla yalan

Nuruna ve ufkuna bandığım canım anam

 

Ünlenmiş iken acılarım

Uluyan sözcüklerim

Uyandığım kadar kâbusların

Deştiği değil

Hayallerin bıçkın rüzgârında eşelediğim hayatla hemhal

Göğsüm kabarır sevgiden

Yüreğimi tetikler anneme duyduğum özlem

 

Yâd edilesi mazi ne ki?

Teftişe çıktı mademki kader

Yarenim kalem ve elimden tutan Rabbim

Baş göz ettiği kadar umudu ve sevgiyi

Tefrikası yorgun gönlün

Temaşası yalnızlığın

Ne örgündür gördüğüm bu eğitim

Ne yaygındır

Bizatihi başımı yasladığım

Bir Dağ ki, Rabbin Ulu varlığı

Yamacında çiçekler açar bu İlahi Aşkın

Masum ve çocuk kalmanın da bekası

Sorulur benden

Acının yarattığı izdihamı

Erteleyecektir kader

Gözlerim dolu ve aydınlık

Ruhum ve yüreğim nüktedan

Yine de ses etmeden yaşadığım kadar

 

Sağdıcım ve koruyucum melekler

Benim yerime konuşan ve kollayan

Ant içtiğim üstüne inancın

Ar bildiğim umut ve sevgiyi yaydığım kadar sınavım

Sınandığıma vakıf beklerken doğru vakti

Yüzümün akıyla yaşamaktır ettiğim tek temenni

 

Muhtaç olmadan kimselere

Mağdur kılındığım öksüz vakitlere

Atılası her çentik amel defterime

Huzurun hası ve hazzı elbet sirayet eden metanetime

Bir mevsim daha biterken

Yaşadığım kadar mutluluğum ertelenirken

Kavuşulası bir yürek bağdaş kurduğum ufka delalet

Hatırına annemin çektiğim

Her çile meğerse çil yavrusu gibi dağılırmış

Sevdiğim sevildiğimi sandığım bizi terk eden o beynamaz zümre

Rabbim yeter bana

Ricam ve reddettiğim zulümle imtihanım

Havale ettiğim kadar Ulu Makama…