Kâğıttan hayatlar…

Tedirginliğimi ütüle, Tanrım: dünde unutulmuş mavi mintanımı bulup da geçirmeliyim üstüme.

Bir renksem en asilinden.

Bir sözcüksem mecazi firarım.

Bir mevsimsem eğer demlendiğimden fazlasını içmeliyim ve içerlediğimden fazlasını dışa vurmalıyım.

Tek lokma geçmez boğazımdan eğer ki açsa eşrafım ve açabildiğim kadar açarım yüreğimi:

Tüten efkârım.

Beni olduğum yerde tutan yalnızlığım.

Kat çıktığım kadar bulutlara duygularımı bir bir katladığım…

Kırkladığımsa acılarım gözümde büyüttüğüm insanlardan da büyük ve bir eğrelti otu ise yüreğimi sızlatan yüksüğü geçirdiğim kadar yüreğime batar çıkarım dokusunda kalbimin.

Teyellidir sözcüklerim: gözlerim nemli ve ellerim terli.

Boyumu aşar kimi insan kimi duygu.

Başımsa büyük dertlere aşina ne zamanki çok sevsem.

Kaybolduğum gecenin firakıdır sözcükler ve ulaşılmazlığın imgesi şiirin saklı dizelerinde sızıp kaldığım.

Bir içimlik addedilmesin asla yazdıklarım onlar ki; bir ömrün özeti ve günün alt yazısı.

Bir ömürlükse verdiğim beyan Allah katında henüz kabul görmedim bu yüzden yeryüzünde estiğimden fazlasıdır yüreğimi esneten ve karanlığa meyyal bir kuytuda beklerim sadece bekletildiğimden öte bakaya kalandır ruhum gönlümse kayıplarda elbet edindiğim izlenim kadar izbelerin de soluk teninde bir bir sekerim bir yürekten diğerine.

Apardı ömrün ne de olsa bir aparattır kalem yazdığımdan fazlası saklı kök hücresinde.

Yeltenmediğimden fazlası yataklık yapar duygularıma öyle ya, ben duygu insanıyım: tansiyonum fırladığında bir şiire dokunurum açlık şekerim düştüğünde açlığımı unutur şiirlerle beslerim ruhumu.

Bir renksem cafcaflı.

Bir maruzatsam atarlı.

Bir izlek isem içimde şakıyan kuş ne de olsa göğüs kafesimde yatıya kalır yolunu kaybetmiş kimse sığdırırım içime öyle ki; sığamazken yere göğe bir şiire sızarım yüreğimdeki sızıyı alırım şiirin dokunuşuyla sonra kanat açarım sonsuzluğa ve işte Rabbimle buluştuğum her vakit aslında yeryüzünün yalanlarını kabul etmediğime dair altına imzamı attığım bir akittir.

Gece kuşuyum.

Şahikasıyım dünün.

Günün endamı yarının varsın olsun efkârı.

Afakanlar basar yazmadığımda ve yüreğimin tozunu alır şiirler bense tozu dumana katarım kalemi her elime aldığımda.

Alı aldır kimi insanın moru mor.

Mokasenlerim ışıl ışıl parlar düştüğüm okul yolunda bazen öğrenci formam ve içimde saklıdır öğretmenliğin fermanı bazense sadece dolaşırım boş koridorlarını okulun. Okul yaşım geçmiş olsa ne ki geçkin rüzgârın da savurduğu bir yaprak gibi asılı kaldığım gökyüzü ve gök gözlü anamdır yaşımı silen yasımsa büyür de büyür ıssızlığımla ve aklımın koridorlarında at koştururum bilmezler de arkasından nal topladığımı.

Hazanda saklıyım bazen.

Hüznümse resmigeçit yapar.

Bir imgede takılı ise aklım bir de imleçle sarmaş dolaş olur sözcüklerin arasına serilirim.

Şah damarımdan yakın olanla her hasbıhal ettiğimde insanlar beni tefe koyarlar çünkü onlar kendimle konuştuğuma öylesine emindirler ki oysaki bilmezler Rabbin beni yakınına çağırdığını.