‘’Bir yağmur bilirim bir de kaldırım

Biri damla damla alnıma düşer

Diğerinde durup göğe bakarım

Ne şehir ne deniz kokan gemiler

Bir yağmur bilirim bir de kaldırım…’’(S. Karakoç)

 

 

Hangi düş’ ün yolcususun yorgun rıhtımların müşkül kızı ve günü tembihleyen meleklerin coşkusu mudur ansızın sana sirayet eden?

 

 

Bir kumpassa ömür

Kavurduğum leblebi tadında yaşamak

Aşka sözüm geçmez şükür ki

Yoksa tası tarağı toplayıp da çoktan göçmüştüm hayattan.

 

Hazan, ritüelim gel-geç hüzünlerde saklı

Kerametim ben

Göğe dokunan gözlerim

Oysaki ben bulutları öpmek isterim.

 

Manen zenginim, acımla yolcusu

Olduğum dualarda saklı mezarım

Bense yeniden doğabilmenin sevinciyle

Ah, sığındığım bir şiir de değil sadece mutluluğum

Her şiir benim yolculuğumdur Rabbin katına

Huzur bulduğum huzuruna çıktığım

Üstelik sadece beş vakit değil

Aralıksız zıpkın yiyip de göğsüme

Nasıl anmam nasıl anmam Rabbimi…

 

Zulmü besin bilenlerin bilediği yüreğimde saklı

İtikat ve itibar ve imha edemediğim bazen

Doğaüstü acılar

Ve işte tekbir getirdiğim

Mevsimden öte bir günde yaşadığım nice mevsim

Katık ettiğim şiirlerden çok öte.

 

Miadı dolmuş vicdanların

Mihrakı yalnızlığın

Mizacınsa şaşkın varlığı

En çok de severken şakıdığım bülbül gibi

Gül olmanın hikmeti

Sancağım da sandalım da sandukam da saklı

Elbet içimin mimarisinde.

 

Vücut denen geçici mesken

Açlıkla terbiye ettiğim ezelden

Şu sefil beden

Ruhumsa devingen

Hem mutlu hem üzgün olabildiğim

Aynı anda yaşadığım binlerce mucize ansızın:

Zırhımı delemez de hiç kimse

Saçım başım salkım saçak telaşı mevsimin

Sehven yaşadığım sehven ölü

Şifa bulduğum dualar ve şiirin verdiği gücü

Katlayıp da sunduğum kendimi Rabbime…

 

Sınandığıma vakıf ömrü

Tevazu yüklü bir gülümseme

Adıma layık olmanın şanıyla

Sancağım ve bayrağım ve bitmez acılarım

Katıksız da mutluyum

Gözlerden ırak bir tebessüm değil hem benimki

Beylik değil de hüznümü tevafuk bildim bileli

Akabinde yeniden doğmanın meali

Asla da bilmezler gücüm nereden.

 

Tümden gelen sözcükler

Rabıtamsa imgeler

En yüksek rakım gözümü diktiğim

Elbet İlahi Makam çıkmak adına huzuruna

Nasıl da telaşlı ve coşkuluyum

Bir şiire namzet

Bir de teyakkuzda hicret

Hazanım baharım

Kışım yazım ve de efkârım

Muhatabım sadece Hünkârım

Aşkı andığım kadar sevebildiğim gönülden

 

Nasıl ki yaratılanı sevdim

Yaratanı sevdim seveli

Makamlardan hicaz

Asla de dolu olmadığım hicap

Kimse hayatla arama nifak

Sokan da değil umurumda yoksa nasıl bilerdim düşlerimi?

 

Gerçek kıldığım ömürlük hayallerimi

Mademki bahşeden sadece O

Ve işte tek lüksüm sevmek

İdare lambasında dahi yazarım ben

Yaşamanın meali nasıl ki umut ve inanç

Kös kös bakıp da geçmiyorum ben dünyadan

Vakıf olduğum bunca imtihan

Düşlerimi kovuğunda kalırdı yoksa şiirler

İnzivada geçen ömrüme da aldanmasın kimseler

 

İhya edilesi yürek ve vicdan

Mademki tapusu Rabbimde

Ve işte koşa koşa çıktığım merdivenler

Huzur ve huşu içerisinde sevmenin müdavimi

Sıra dışı bir rüzgârım ben

Bazen içine ters esen

Bazense dinen

Dindiği kadar sızım

Asla da başka şey istemem Rabbimden

O beni biliyor madem ta ezelden…