‘’Belki de her kitapta kendimi arıyorum.

Her kitapta kendimden bir parça daha uzaklaştığımı bile bile…’’

(Elif Şafak)

 

 

 

Düşlerin muadiliyim ve dilimde kekremsi bir acı telaffuz etmeyi unuttuğum yorgunluğum ve de…

 

 

 

 

 

Paso yalnız tüm düşler

Düşlerin ilikleri kopuk ve gergin

Göğe teğet geçen diri bir lahza

Unutulmuşluğumu boykot ettiğim

Hayatın da şeceresi

Bir kabadayı edası da değil içimdeki

Solgun nida.

Bir efekt olduğumu yeni b/elledim

Sözcükler…

Duvardan geçtiğim hayal yüklü varlığım ve imgem

Belki de tezahür eden gecede

Saklı ismim:

Gülmeyi unutsam da adımdan memnun

Bir sevgi arsızı olsam da

Dargın değilim insanlara.

 

Heyhat, sözcükler:

Ne kibirli bir aksan

Ne de yalan söylediğime dair de olmasın bir beyan.

Muhafaza ettiğim masum bir yürek

Kimse işkillenen uzak da durmalıyım zalimden.

Göğe kanat açtığım kadar

Ruhumla teftişe çıktığım cihan.

Hicran körüklendi

Duyduğumsa hıçkıran bir yakamozun çığlığı.

 

Solmadan gece

Sönmeden feri yıldızların

Kanatlarımı kırptım önce

Elbet şairin kırptığı yıldızlara sevdalandım

Yüreğimde kaç ölçeğinde ise hüzün

Kanadığımı da sanmayın içli içli

Kanmadığım her mevsim

Kardığım döngü elbet sevginin meşrebi iken

Sevdalandığım hazan ve kalem.

Bir dokudum bir ah duyurdum:

Bir sevdim bir de söndüm

Gecenin feneri idi ilhamım

Perilerden çaldım ben bu aşkı.

 

Yâd ettiğim mazimden

Firar eden binlerce yenilgim

Bir de dokunulmazlığı mabedimin

Okşadığım tini yüreklerin

Coşkunun esiri ve eseri her şiirim

Bir çığlıksa

Hak gördüğüm Hak katında

Öyle bir dilemma ki

Rüyalarımda ördüğüm saçları şiirin

Ve kırmızı tokam

Çocuk kalmaya niyetli bir ferman

Sefil benliğime de dokunmasın tek bir yalan.

 

Bir yudumda içtim geceyi ve şehri

Bir şehrin yalnızlığına talip

Bir de şiir olmaya delalet içimdeki dehliz

Elbet firar eden gölgemle içli dışlı mevsim

Ne baharım ne kış:

Hala tahayyül de edemez kimseler

‘’Ben’’ dilinden uzak bir mevta

Biz olmaya yürüyen bir feragat

Şivesi yüreğin nakşı hüznün

Kefil olduğum ruhum ve umudum

Hüzün katsayımda gizli bir mutum

Sefasını sürmekse ömrün…

 

Ne gam ne gam:

Dolgun başak tanesinden başka

Doyurmaksa açlığını ruhumun:

İnancın sarkacında muhafaza ettiğim

Dingin bir özlem

Ulaşmak nihayetinde İlahi Aşkın dokunulmazlığına

Yeteri kadar da cihandan tecrit edildim madem

Matemime tek sahip çıkan Mevla’m

Adımladığım kadar özgür ve huzurluyum ben.