Düşlerin sarkıtı ve aşkın infazı:

Sözcüklerim çekince yüklü

Küflü ikazı evrenin

Kof varlığında matemin

Kelamın alın teri

Şiirle örtüşen yetim yüreğim ve tinim

Namerttir tasası sessizliğin

Ve yangından ilk kurtardığım

Meramı yukarıda saklı ruhun çoktan dolmuşken kotası.

 

Renkler hazan mahsulü

Devasa çeperi göğün

Ne menfi ne irade dışı seziler

Külfet bildiği ise insanların sevgi kadar

Var mı muteber

Bir d/okunuş

Esef yüklü meltemin

Araf’ta boy ölçüştüğü.

 

Gece ergen ve gece yetkin acılarda

Hızması yok gülün nazire eden hangi çiçekse

Naiftir dokusu sevginin

Yediveren gülün teninde

Dolaşır nameler

Közünde aşkın yâd edilesi

Dünün miadı dolmuş olsa da yasıdır içre dönük

Rüzgârın uçuşturduğu külü

Evrenin ve evreleri kayıp zamanın

Zanların örtüştüğü değil

Sıfatların alası ve endamı

Kordan heceler

Kör lehçesi yalnızlığın

Bazense girift ve esmerdi keder.

 

Muaf tutulmadık acılardan

Mefkûresi ömrün

Yerin dibine geçen sızılardan arda kalan

Binlerce acı binlerce ölü

Yâd edilesi değil dünün

Yaren bildiğimiz kaderin külü

Ve üstü örtülü acılar

Açamadığımız bir çekmecede saklı belki de mutluluk

Niyazı ve nazı bitimsiz yârin eşkâli

Şiirde saklı hem şairin na’şı

 

Dökümlü eteklerinde gecenin iltifat eden

Göğün yıldızı

Yerin yaldızlı yolu

Yosun tutan matem değil

Yorgun yürek hiç değil

Yol alamasak da

Gittiğimiz varsın olsun arpa boyu

Araf’ta saklı ruhların okuduğu

Bir iç ses ki yaşamın neşri

Şiirlerle örülü kaderin gizemi

Ne metruk heceler ne de meczup,

Yanıp sönen hareler.

 

Ve esen rüzgâr

Esefle sorgular insan, azar azar

Eksilen kar ve zarar

Kaydı silik ömrün

Garbı dünün

Gıyabında verilen karar

İnsanı derinden yaralar

Yâd edilesi ömür

Yareni gönlün kalem nasıl da eser

İnceden inceye yürek sızlar

Sızan irin misali her hece

Gaipten gelen duygular

Bahtına ne çıkarsa insanın bahaneler sorgusuz sualsiz

Sezilerinden firar eder cümleler

Şairdir bir içimlik addedilen duyguyu

Nasıl da zemine serer:

Bazen ayağın altından kayar da zaman…

 

Göğe konuşlu bir firari

Elbet yüreği karalar zebani

İltimas geçtiği kaderin

Soyuttur ruhu şairin ve dik alası acıların

Daralan bir geçit ki noksanlığın meali

Miadı dolana kadar ömrün

Sorar ve yargılar ve susar şair

Susuzluğunu giderendir yazdığı her şiir

Hayattan nemalandığı kadar

Al basar yüreği aktır alnı

Akça pakça sayfanın zemini

Yağan kar misali

Her sözcük nasıl da asil ve asi

Arz edilesi değil talep bulduğu

Sevginin meali…

 

Nasiplendiği kadar yazar şair

Hem nüktedan hem suskun yüreği

Zifirinde gecenin zikrine bir fikrine

Derviş yüreği ile yarıladığı kadar ömrü

Yâridir kalemi

Matemin isinde sorgularken hayatın gizini

İzini kaybettiği

Dününden firar etti edeli

Sonsuzluğun da menşei…