Düşlerimi tensiye ediyorum ve düşe
kalka yaşamanın öncesinde, mutlak bir doğru olmanın da kaidesi ile resmediyorum
hayatı ve aşkın ikramında serpiyorum yüreğin hülyasını: aşk ki hayatın naziresi
ve aşk ki: ol, demenin mucizevi farkındalığında yüce Rabin buyurduğu ve izin
verdiği sürece hayatın da aşkın da müptelası iken şair…
Bir gizi tetikleyen zincirleme düşler
gibi
Aşkın her hali ve demi
Bazense sarkıt misali
Yüreğin dikine gittiği
O dikit ki solan günün vedası ömre
Yatıya kalan nice hüzün
Devasa bir lanet mi yoksa dünde kalan
yüzü sevginin?
Gün yüzüne meyyal her duygu,
Aşkın fıtratı
Yalnızlığın soluk hırkası
Ve devasa fırtınası cihanın
Aşkın lades dediği satır başı
Şair ki dayamışken sırtını
Aşkın bakiyesi
Kıyama duran gecenin müjdecisi
Sayılı her şafak
Bazen atağa kalkan yürek
Bir imla hatasından çıkıp da yola
İhya edilesi yüreğin misilleme
yaptığı
O devasa hüzün coğrafyası…
Mutlu aşk yoktur, hafız
Mutlak hayallerden çıkıp da yola
Varılası nihayetin çok ötesinde
Saklıdır hidayet
Aşkın da cübbesinden firar eden
ihanet
En çok da insanı yoran binlerce
kehanet
Varsa yoksa aşkın müptelası
Şair ve havsalasından taşan her
düşünce
Duyguların rotasında saklı selam
Kelamı yitik dünün özünden firar eden.
Tok sesine yalnızlığın
Sadık şair aşkın künyesinde saklı her
heceden
Doğacakmışçasına yeniden
Yiten ömre nazire
Elbet mutlaktır aşk lakin mutlu değil
şair
Her aşka düştüğünde
Öykündüğü dünü ve gizi yaşadığı
hayatın rehaveti ile
Danışıklı dönüşüklü hasreti
Devasa sırların bağlanmış bir kere
basireti.
Şair ki yaşadığı her iklim
Sırdaş nüvesi yüreğin
Çözülen kördüğüm
Aşka askıntı nasıl da özlem dolu
ömrün
Garbında sırıtan bir hece adeta
Misliyle yoran yüreği
Ufku yoğuran binlerce hece
Şairin gizi
Semada saklı izi bilinmezin
Meşk eylediği kadar düne
Günden kopan her zerre
Yarınların ikbali ve idamesi
Körü körüne sevmek ne kelime?
Mutlu aşk yoktur, hafız
Mutlakıyet ve mutlak yorgunluk nasıl
ki cebbar
Gecenin verdiği hükümde saklıdır
Elbet şairin attığı her nutuk
Bir beste bir güfte hatta ötesi
Esrarlı yalnızlığın gölgesinde saklı
İçtimada geçen ömrü
Geçiştiren bir töre gibi
Tutuklu yüreğin dansı ve de efkârı…
Tüten dumanı gecenin
Merdiven altı değildir aşkın gizemi
Tutuşan yürek
Kavuşulası ufuk
Nasıl da umut yüklü şair
Bir kehanet olsa bile mutluluk
Şairdir aşka âşık ve sadık
Geri dönümü ansızın
Girişken sözcüklerin atlası
Nüfuzlu varlık
Nazenin yürek
Emaresi zaafların
Kürediği kadar dünün
Önünde saklı asalet ve özünde
Yana yakılası sevmenin meali
Mutlu aşk aslında ömrün tükenmiş hali.
Nihayetinde rotayı çevirdiğin İlahi
Ateşi
Körükler de körükler hayat
Hazan misali
Üstüne örttüğün örtünün sinyali
Bir var bir yok
Bir varmış bir yokmuşçasına
Nazenin yüreğin semirdiği gülün
goncasında
En çok da idamesi sevdanın
Bir rabıta belki masal belki şiir
Nazlı edası yârin
Önü alınmaz iken hüzün yüklü yüreğin
inhisarında
Buluşan aşk ve şair ve hasret.
Fısıltı yüklü doğasında ömrün
Kanayan yürek ve sureler
Göğü teğet geçen bir kuş misali
Çırpınan duyguların hüsranında
Tetiklenmişken aşkın ve yalnızlığın
Meşrebi ve mizacı
Yorgun kıtalar aşarcasına şair
Yükü ağırdır ne de olsa
Ağırdan aldığı ne ki hayatı?
Ağır çekendir acı ve hasret
Bir günahın boynuna dolandığı eşarp
misali
Yâd edilesi mazi ve ötesi berisi
aşkın ve şairin
Mutluluk yoktur asla rotasında aşkın…