Düşlerin tekelinde bazen sözcüklerin hüsrana uğrattığı gizin de izinde nazenin bir rüzgârım ve darmadağınık ruhum ve pervasız yüreğim: sektiğim iklimlerde hali hazırda ekilmemiş bir tohumun ve tozuttuğum yılların hesabını filan da sormuyorum artık lakin tozu dumana kattığım günler gibi toz da kondurmazken sevgime ve sevdiklerime…

 

 

 

Mefkûresi ömrün

Dilemması hüznün

Yana yakıla yaşadığım yalan

Yalandan sevenlere sözüm

Yine de pes etmem payidar olansa ruhum

Ve t/aşkın kalbimde şeceresini tuttuğum kadar hayatın

Hayta bir rüzgâra sitemim

Beni benden ettiği için…

 

İklimlerde saklıyım ve nice insan

İkilem yüklü

Rengin radarı ve tonu

Rakımı yüksen dağın tepesinde konduğumun tescili

Yoksa nasıl dayanırdım ben hayata?

Değiş tokuş ettiğim duyguların

Nazenin bir mealdir içimden geçen

Ve işte alt yazı geçiyorum ölü güne

Geceyi zikir yaptığım

Güne tutsak fikrime şahit evren ve Yaratan

Tökezlediğim kadar yorulmadan

 

Devasa bir bütçedir ruhumdaki döküm

İlla ki sevgi ve özlemse benim öyküm

Hazan sabahı

Yağan nurun sağanağı

Yâd edilesi dünüm

Miski amber kokar mazim

Ölümüne sevdiğim nice insan

Nazire ettiğim iç sesim

Bazen koylara sızan bir düş gibi

Ya da ya da yakamozların ç/ağrısı

Dilemması günün

Kekremsi acılarla yaren bildiğim sözlüğüm

Saklı işte içimde en derinde

Bir sözcük bir fiil

Emir kipiyim sevginin özlemi dahi

Delik deşik ederken nefesimi

 

Muğlaksa gölgeler

Muktedir olana sığındım

Mazlumsa kürediğim yollar

Nice zamandır

Şafakları saydığım

Aralıksız da bakaya kaldığım

Bir mahzun gülüş kundaklanan

Manen zengin tebaasıyım ben evrenin

Ne var ki dikiş tutmasam da hayatta

Söküklerimi severek ben tamir etmedim mi?

 

Ve işte uleması göğün

Kanatlarımda saklı benekler

Ve işte uhrevi zenginliği gönlün

Bir dilaltı adeta şiir

Nasıl ki uzun ve çileli bir yol ömür

Bense bense sevdiğim kadar mutluyum

Kaderle barışık

Sevmelere alışık

Azıcık da pervasız

Yana yakıla gittiğimse yalan

Seve seve işlediğim satırlardan taşan

Muhatabım sadece aşk ve Yaratan