Card image cap
Mevsi̇mlerden kadin

Ölümü uğurlayabilirim

Ölümsüzlüğün mizacına yenik düşüp…

Sıramı da savamadım; mahcup bir kıvılcım

Sivri dilinde iblisin yorgun cümleler

Alabildiğine cafcaflı hüzünler

Ritmine yenik düştüğüm sağdıcı sarkacın;

Aşkla ören,

Kinle gören

Esefle yıkadığım ellerim

Devasa lanetin de iz düşümü

Kibirli yitimi mabedimin.

 

Matem doladım dilime dolandığı kadar

Ayaklarımda yorgun taşlar

Vebali de boynuna ömrün

Kibritle yaktığım düşlerim

Oysaki pervazındaydım ben yeminlerin.

 

Bir mağdur yüklem

Cesaretin varsa söylen de söylen

Yeterse ömrün seni de büyürken görecektim,

Canım kızım ve sen,

Kundakta masum bedeninle

Anne kokusuna hasret kalacak küçük bedenin,

Canım oğlum daha bu sabah emzirdim seni.

 

Baba bildiğin adamla başımı aynı yastığa

Koyduğum elem dolu yıllarda bile

Sessizliğimi saklı tuttum

Allah katında matem

Allah katında mahrem

Yorgundum ve sahip çıktı Rabbim

Hep de çıkacaktı

Ta ki kederimle yüzleştiğim o günü

Bilip bilmeden içimde yaktığım ateş

Mendebur yüreklerde hiç mi yok asalet?

 

Safsata yüklü güruh,

Arşa çıkan bir vaveyla

Gün özürlü

Hüzün gölgelerken ömrü.

Yaftası yorgun kelamın

Sanrısı arz edilen hayata tuttuğum ışık

Göreceli sevdalarda ayak izim

Sevgiyi de mağdur kıldınız ya.

 

Mevsimlerden kadın;

Aşklardan ise kaybolan ar’ın.

Yanan yüreğin bedene şerh düştüğü

Bedenin yakamoz düşlerle lanete iz düştüğü.

 

Kuytularda ıssızlık

Kuyunun dibinde karaçalı;

Hayatın indinde kayıp bir meal

Taslağı ölüm olan kehanet.

 

Şimdim yok artık benim

Yarınlar sadece sizler için Allah kerim.

Azığa alıp da ömrü

Kıran kırana bir metanet

Edinebildiğim her hüküm

Eremediğim mertebe

Mevsimin yüzü ölüm;

Mevsimin adı ve bozulan sihri de:

Matemin kıyılarında dolanan kâğıttan kayıklar

Benimki artık hiç yüzmeyecek.