Mevsimlerden afili yalnızlık ve düş kırığı seçimlerim…

 

 

Aşkın akışkan özlemi ve hüzün yüklü heybesi

Narin çok narin bir mevsim:

Aşka aşina

Kıdemli olduğum acılar

Derdest edilmiş olsa bile yürek

Kürediğimiz kadar nice sözcük nice elem

Hazzın şatafatlı sunumu

Ansızın çöken omuzlarım

Ve vurdumduymaz yalnızlığın ruhu

Hala saklı iken içimde

İtiraz dahi etmeden sevdiğim kadar gerçeği

Giyindim hayallerime de çalım attım

Na’şına dünün emirler verdiğim

Günü avuçlarımda sıkı sıkı tuttuğum

 

Atlastan yorgan kalem

Aşkı es geçenlere verdiğim cevap

Ettiğim nice kelam

Hatırı sayılır bir boyutsuzluk saklı iken içimde

İhya edilesi ömrü devşirip denkleştiriyorum da hüznü

 

Bil mukabil mazim

Bir defter dolusu düş kırığı

Kırsalı ömrün

Kır saçları dünün

Kırdığım potlar ne ki?

Kırdığım putların yanında

 

Yaşaran gözlerim yeşerten şiiri

Şakıdığım bülbül benzeri

Bir tebessüm dilerken Tanrıdan

Gül yüzümde açan güllerden serptiğim sözcükler

Varsa yoksa bam telime basan nice hercai gülücük

Gül mizacımla sökün eden hislerim

Günbegün eksilen sitemlerim

Aslında şahikasıyım evrenin

 

Aşka âşık bir bedevi

Şah damarımdan yakına sevdalı

Ah etmediğim dünyanın hası insanın özü

Elbet saklı derinde

 

Güneşi içimde saklı gecenin

Sabra dayalı bir istikamet gözümü diktiğim

Gök kubbenin uçuşan renkleri

Siyahı kardığım

Beyaz olduğum kadar andığım atamı, babamı

Kulağıma küpe söylenenler

Nazenin bir deniz yüzdüğüm

Elemin direktifi

Bense hüznüme razı

İdame ettiğim hayatın bitimsiz kulvarı

Sadık olduğum sadece aşk ve Tanrı

Ve işte boyutsuz bir günce iken yaşamak

Tırnak içinde sevgimde saklı içimdeki ırmak

 

Konuşlu olduğum gök kubbe

Hoyrat esintisi mevsimin

Kır çiçekleri gibi derlediğim

Binlerce hece ve şiirim

Lafı olmaz yorgunluğun

Ben sevdiğim kadar mutlu ve huzurluyum

Adı afili yalnızlık olsa da mevsimin…