Bir tasviri var mıydı sahi?

Denklemleri serdiğin o dengin de

Soluk yüzünde mi saklıydı sırlar ve gizi bedellerin.

Ç/ağ atlarken

Takılıp de ipe yere düştüğün özlemin nesir miydi yoksa?

 

Cümleler batıl gölgelerde kaykılan hükümlerle

Özne olmanın da özü sakil her kelime

Sıfatların ayyuka çıktığı ağır bir hava

Yoksa korona addedilen karalamaları mıydı menfi kimliklerin?

Kindar olamazdı insan asla

Soğuk hava deposunda ömrün

Kayıksız bir su birikintisi

İçlendiğin güne beyan ettiğin hüznü

Rafa kaldırmak istemi

Elbet hala moralini ve neşeni saklı tuttuğun

Üzünç yüklü bir coğrafya olsa da serildiğin

Yürek ikliminde bahşedilense bir derya

Sevginin üstüne de tanımadığın bir ülke ve dünya.

 

Ne hikmetse sevdalı sözcükler

Kelamın direktifi ile sevgiyi merkez bilen

O düş gücü ki;

Duyguların pervasızlığında

Ruhunu özgür kulan bir Külkedisi belki de.

 

Ayaklarıma da inmedi kara sular

Karanlıkta yürümeyi asla dilemedim üstelik

Beceremediğim kadar yalansız yaşamayı

Şiar edindiğim

Gerçekçi bir masal benimki

Hani nerede arabam?

Bal kabağı yemeyi mi özledim yoksa?

Oysa içine sığındığım bir mekân,

Gece on ikiyi vurmadan

Çekip de gitmeli miyim yüreğimdeki mahzene?

 

Akılsız değil safi duygu ikmali yaptığım

Cümleyi beyan edip sıvıştığım tavan arası

Belki de küçük kadınlardan en sevdiğim Joe:

Öznesi sözünde saklı

Kâğıtlardan yaptığım da sırma saçlı kulübe

Savurduğum gözyaşımı da rahmet bilen Rabbime

Açıp içimi

Açmadığım gözümde karanlığa delalet

Bir sancı

Günün öğüdünü tuttum da oysa.

 

Vakit mademki düş vakti

Düşmeden yola

Düşüncelerin de ikbali elbet mutluluk

Gün doğmadan doğacak üç beş yeni gülümseme

Mahcup mizacımın sarmalında

Olsam olsam cennet bahçesinde

Düşmedi elbet umut gözümden

Kendim için istiyorsam namerdim

İklimin savurduğu bir çiçek kadar solgun yüzümde

Solmadan gün içimdeki çocuğa da dokunmalıyım

Usulca

Dokunmazlığında aşkın

Bir şerh düşüp ana

Gözümden sakındığım duygulara fora…