
Mahlasi yorgun şi̇i̇rleri̇n
Lahzası şiirlerin…
Meftun bir köreliş
Sobelenen çiçeklerde aksayan bal
arıları
Sözcük deformasyonuna lanet okuyan
bir iç çekiş
Hurafeler…
Solan güneşin tek tanığı
Parmaklıkların ardında bir karartı
Az sonra başlayacak gözyaşı
Sağanağın muhtevasında rahmet;
Aşkın da kozasında rehavet saklı…
Ah, beyitlerim
Beyzade bir küreydi oysaki sessizlik,
Çırpınan asaletin sığındığı makam
Ve diriliş illa ki diriliş
Her ölümün arka penceresi
Sitayişin de bir imge kadar sıra dışı
öznesi
Elbette mavinin ve aşkın her kor
hecesi.
Sanrılar yağarken, akşamın bereketi
Üstüne olsun, azizim
Muhtırası ömrün sanma ki azığa
aldığım
Bir serzeniş
Ben ki; ufkunda renklerin…
Sen ki; mahlası yorgun şiirlerinin…
Atağa kalkan bir pehlivan
Belki de mahmuzladığım hecelerde
Sancılanan gecenin kundaklanan
ıssızlığı
Perde perde yükselen sesinde
notaların
Dumura uğrayan bir masum sevda
İçerlediğim her izlekte
Zabıt memuru benim imgelerim
Ve teyakkuzda yanılgılarım,
Alıntı misali bir heceye gülümserken
şiir dilinde.
İçmediğim kadar sarhoşum
Ruhun şifası hangi mevsimse
Doymadığım kadar da aç gözlü
Hele ki mevzu bahis bir cümleye sap
olmaksa
Ben ki balta girmemiş şiirlerin en
ince dalıyım:
En ince uçlu mevsimle yazarken
şiirlerimi
İnceden ince yağan yağmurun bereketi
Damlasın üstüme.
Göğün de karamel renginde bakir bir
bulutum
Asla kirlenmemiş bir utku
Yağdırsın Mevla’m yağmuru
Kurak gecede kurak yüreğime
Ve tutuşsun da heceler
Basireti bağlanmış bir öyküde
Şahlanan hangi duyguysa
Otağı kuralım bir bir
Geceyi de koynumuza alıp uçalım.
Sahip olduğumuz kadar hayallere,
mutluyuz
Gölgemiz kadar yalnız olsak da
En kalabalık mevsimiz
İçinde saklı sağanağı, güneşi ve
rahmeti
Bir batında doğan ve de solan
Kaç çiçeği kutsarken Tanrı
Otağı kurduğumuz mersiyelerde
Bin bir hezeyan yüklü zincirleme
tevafuk
Vuku bulan retinasında kalp gözünün
Asla da hezimete uğramayan bir mazlum
Kanıp da zalime.
Nutku tutulan fakir bir meczup
Ah’ların biriktiği şelale misali
duygularda
Yorganını çekerken kâinatın kırgın
yüreklere
Başladığımız yerdeyiz
Oysaki ömrü tükettik sinsice
Severken gizli gizli
Aşka bağdaş kurduk her gece
Mavinin esintisi olsun üzerimizde
Ve Rabbin eli dokunsun her zerremize
Ne mutlu inanana ve yürekten sevene.
Aşka bağdaş kurduk her gece
Mavinin esintisi olsun üzerimizde
Ve Rabbin eli dokunsun her zerremize
Ne mutlu inanana ve yürekten sevene.
Emeğine gönlüne sağlık kardeşim zevkle okudum,sağ olun var olun kardeşim,selamlarımla.
Teşekkür ederim ağabeyim.
Selam ve saygılarımla.
Nutku tutulan fakir bir meczup
Ah’ların biriktiği şelale misali duygularda
Yorganını çekerken kâinatın kırgın yüreklere
Başladığımız yerdeyiz
Oysaki ömrü tükettik sinsice
Severken gizli gizli
Aşka bağdaş kurduk her gece
Mavinin esintisi olsun üzerimizde
Ve Rabbin eli dokunsun her zerremize
Ne mutlu inanana ve yürekten sevene.
Çok güzel ve anlamlıydı arkadaşım sevgilerimle...
Canım arkadaşım çok teşekkür ediyorum.
Sevgim seninle.
Emeğine yüreğine sağlık Gülüm hocam tebrikler iyi akşamlar
Hoş geldiniz Murat Hocam.
Çok çok teşekkür ediyorum.
Var olun.
Selam ve saygılarımla...
İyi akşamlar değerli hocam.
Öyle duymuştum HER ALINAN NEFES BİR YENİDEN DİRİLİŞ YENİDEN BEDENİN ISLANMASI TIPKI YAĞMURDA TOPRAĞIN ISLANMASI GİBİ. Ellerinize yüreğinize sağlık Gülüm hanım. Hürmetler
Ömrünüz çok olsun kıymetli hocam.
Hayat muhteşem bir armağan ve aldığımız her nefes de bir şükür vesilesi iken...
Kıymetini bilmiyoruz sadece ve zaman geçince kıymete biniyor.
Çok teşekkür ediyorum.
Selam ve saygılarımla değerli hocam.