Düşlerim nemli ve isyankâr, muallim:

Ah, sakalım yok ki söyleyeyim haklı olduğumu

Cebbar bir kız çocuğundan hallice

Maviden hallacın yüreği ve kıpır kıpır

Döşünde saklı pamuklar

Ah, pamuk elli annem

Bilmezler hem pamuk ipliği ile bağlı olduğumu hayata

 

Sen, annem ört üstümü

Burnu Kaf dağında gezinirler

Bense dağın yamacında inatçı bir keçi

Melerim…

Meylerim…

Mealimdir sevgi ve hüzün

Bu aşkın ertesi neylerim?

Gönlün kompartımanı sözcükler

Hem çok geç kaldım ben kendime

Geciken oydu dediler

Demediklerine de basarım mührümü

Kapalı yüreğimden firar eder sözcükler

Aşikâr yalnızlığım

Anasının tek kızı isem kime ne, muallim.

 

Hırpani yüreğimde sedeften takılar

Çeşme başında olmak vardı şimdi

Şemsin rüzgârına kapıldığı mı yalan Mevlana’nın?

Neylerse güzel eyler Mevla’m

Düştüğüm yollarda ne ki duraksamalarım?

Nedir gözümden düşen yaşlar?

Efkârın albenisidir beni benden eden

Elem kuşlarına sorsunlar beni, muallim

Hep öğrenciyim hem muallime

İklimin nazarında açmamış bir gonca.

 

Yıldızların seyrüseferinde kaydığım değil asla yalan

Kaynatan içimi

Coşkum sönük bu gün muallim

Düşlerim sökük

Bileğimi dişledim dişleyeli

Hala aynıdır günde iki kere doğru zamanı

Gösteren saatim

Hem, hem saatim uymaz saatime

Bununla sakit olsun derler, ya

Dileğim saklı Rabbin nezdinde

Yazdığım ne ki yazgımın yanında?

Başım gözüm üstüne elbet kaderim.

 

Kederimi de istifledim ya şiirin deminde

Derlediğim topladığım yüreğin kırıkları

Nemalandığım Rabbin adaleti, muallim

Her dara düştüğümde en yakınım sırdaşım

Şah damarımdan yakın olana sevdalıyım

Ruhun rüzgârı üşütür

Rabbin hikmeti ısıtır

İşte eriyen buzullarım

Mum gibi de eridiğim

Endamlı hüznüm ve seferisiyim ömrün

Seyyahtır imlerim

Mimlendiğim kadar gürlerim

 

Latife yaptım, muallim

Bilirler de kimseye zararımın dokunmadığını

Gözlerimin içine baka baka

Yaralarlar en derinden

Yamalı bohçam, sırtımda hırkam

Bir lokma aşımla arzı endam ettiğim dünyanın arka bahçesi

Arka çıkan ulu Mevla’m

Emanet canım emrine amadeyim de kaderimin

 

Derindir içimdeki kuyu

Varsın kurusun huyum

Kuduranlara asla itibar etmem

Kurumaz da suyu kuyumun

Kum saati gibi bir dolduğum bir boşaldığım

Muadilim ne ki dünyanın nezdinde?

Muhatap olduğum iç sesim Rabbin izinde

Rengimse uçuk pembe

En çok da utandığımda koyulaşır rengim

 

Koyu gözlerinde gecenin

Kayar giderim yıldız gibi

Yılmadan yaşadığım ve sevdiğim ve yazdığım

Ah, muallim, firkateyniyim ben yalnızlığın

Can simidim niyazım

Can suyum özlemim

Candan canın gittiği kadar

Cansızdır kimi zaman benliğim

Kuruyan yaşlarım

Bir solukta dirilmenin mucizesi

Elbet esintisi dinmez rahmetin

Yeter ki layığıyla Rabbime kul olayım

Ötesi Allah kerim…