Card image cap
Lale devri̇ yalnizliğim

‘’yağmurla mı konuştun küçük kız

mektubunun kıvrımlarına sinmiş kokusu

yağmurdan mı anımsadın ansızın

unutulmuş çocukluğunun anayurdunu’’

 

(H. Ergülen)

 

 

 

 

Eprimiş yanılgılar

Nicesi de saklı şehrin surlarında

Uyuyan gölgesine sinen koku yeminlerin

Devasa kanatlarına konan binlerce yenilgi.

 

Bir düşe kurban verdim ben saflığımı

Ah etmeden yarıladığım ömrün bekası

Elbet izleklerde saklı martılar;

Kuş kondurduğum nice şiir

Bütünleşen yüreğin de savruk iklimi

Belki de baltalanan bir nida;

Hani, gecenin körü yitip giden bir mizansen

Saklı kuytularda saklı uğuru metinlerde

Saf tutan bir imge gibi

Kimi zaman sağalttığım acı

Kovulduğum dokuzuncu köyden sonra mı?

Unuttum çocukluk anılarımı.

 

Kürenen matem

Elyaf sanrılar göğün katmer katmer açan doğasına

Serili nice mahrem yeti

İrkilen gözlerimde açılan kuyu gibi

Ritmi kayıp şarkılardan payıma düşen.

 

Lale devri yalnızlığımın

Çocuk yüreğimde büyüyen mevsim gibi

Baharın nabzını tutan nice şarkı:

Bir lenduha ki içine g/izlendiğim

Bir sevda ki ömür boyu sözlendiğim.

 

Kayrası ufkun

Lanet doğuran utku iblisin:

Şerrine doğan gün ışığından çalmak belki de

Saklı tutulası umudu.

Bir kazan ki fokurdayan alın terim

Bir semazen ki eteklerine serildiğim

Yankıları ruhun ve tutkun

Yansıması yüreğin

Kazan kaldıran zulme.

 

Efkârın bam telinde unutulmuşluğum, azizim

Kör noktası mı uğursuzluğun da

Gülmedi gitti yüzüm:

Gelen sevdalı mevsime sundum içimdeki gülümsemeyi

Başkaldıran her anlamsızlıkta

Balyalarca hüküm verilen

Ne unsurlardı katledilen

Ne de batığı ömrün en kanlı mizansen elbet

Çocukluğun sonsuzluğa uğurlandığı.