Card image cap
Kum mi̇sali̇

Öznesi yoktu mevsimin hele ki özenle sevilen düşlerin de nesnesi yoktu.

 

Bir iç kıyımdı aşka razı gelen en çok sevilmeye rüyalarında doyan ve tebessümler ısmarlamanın güftesiydi şiir derken tefe tutulan aşk ve öznesi kayıp şairin de tevekkülüne doğan güneşe eşlik eden umut bazen sözcüklerdi yorun tutan bazense özlemi şairin ne olduğunu bilmezcesine üstüne yağan kurşun yağmurundan kaçamadığı.

 

 

 

Bir sürahi dolusu imge ısmarladı gece

Yüzü suyuna hürmeten umudun

Devasa bir rahmete tutunduğuna binaen

Açtığı her paranteze saklandı bilip bilmeden

Bazen gözü seğiren bir şiirde

İçinde saklı eflatun güneşi bırakmamacasına sarıldığı

Yemin Billah geceydi huzurun saklı sesi.

 

Bir nesirdi kimi zaman yıldızlar

Sökün eden varlığında saklı bir hezeyan

Tutuklu diline hükmeden sadece kalem

Elbet matemin izini sürdüğü gün ve gece

Kavrulan sözcükler eşlik eden niyazından

Taşan hüsran:

Rabbine sadık illa ki

Az buçuk büyümeyen o çocuk

Ki kimi zaman nutku tutuk

Bir derviş gibi

Salındığı evren…

 

Ne hümayunu idi ömrün

Ne huzura uzanan

O melun yürekte saklı

Varsa yoksa ihaneti ömrün saklı tuttuğu

En çok da neşriyatı söyleyemediklerinin

Kum misali dökülen varlığından yana

Yokken umudu.

 

Göğü yaran bir şimşek

Temennisi değildi oysa

Sözcüklere dokunan nice yürek

İşte sarkacı idi umudun anbean

Rabbinden dilediğine

Sahip olmaksa en azından

Varlığını sermişken şiirin dizelerine.

 

Bağcıkları çözüldü ruhunun

Kurşun kadar ağır kimi zaman

Hüzzamı bazen kırık notalarla efkâr dağıtan

Gönülsüz mizacı seyrüseferinde yarınların

Dünse hem kıyıma uğrayan

Günde ne varsa saklı kıyamı mümkün

Bilinmedik bir zamanda

Doğacaksa güneş ilk kez onun nezdinde

Savrulduğu şu evrende

Neyse izini sürdüğü bilinmezin suretinde

Sure tadında bir ömür müydü ufkun saklı mizacı?

 

Yerle yeksan olmuş ömrün kesilen faturası

Elbet öde öde bitmedi bitmeyecekti de

Geceye veda eden şiirine yaslandı

Şarkıların edasında solan geceden sızan bir sızı ile

Kifayetsizliğin sarnıcında bir su damlası kadar

Ufacık varlığına dokunan hüsrandan başka

Neyi vardı?