Telaşla sevdim hayatı ve sevgimi telaşla büyüttüm.

 

 

 

Ne şehirdim ne şiir

İçimde titreşen imgeler

Varsa yoksa hatırına aşkın

Kaybolduğum o meddücezri yalnızlığın

Sözcükler torba değildi aşksa asla basit olmayan

Severek zora girdiğim

Belki de zoru sevdiğim içindi sana düşkünlüğüm.

 

Kırıntısı bile yeterdi sevginin

Göç mevsimim gelene kadar bir şiirde saklı değildi sitemim

Sinemde açan güller

Gül mizacıma düşkün bir bülbül kadar

Uçabildiğim yeryüzünde

Kırık kanatlarımda asılı bir vaveyla

Sökün eden rüzgâr ve esareti mevsimin

Dokuduğumdu adeta kilimler

Dokunmaya dahi kıyamadığım

Dokunulmazlığı ile çevriliydim bu aşkın…

 

Her fasıl her hâsıl

Yükümü hafifletendi varlığın

Bazense beni benden eden

Derdest olmuş olsa ne ki çiçek bahçem

Mademki bir çiçektim ben

Solmaya mahkûm kılındığım

Soluduğum hava ve semazen coşkum

Bir ırkın değil bir kâinatın varlığıydı içimde saklı olan.

 

Kıt kanaat sevenlere ise oldu itirazım

İçten gelen bir ırmak işte bu sevginin

Meali

Ve edimlerde saklı mizacı yüreğimin

Yürekten yüreğe uzandığım

Sevip de boyumun uzamadığı o rakım…

Hani, hani keşfe çıktığım

Kesif sessizliğinle huzur bulduğum

En çok da yorgun güne anlam yükleyip

Kendi kabuğumu sonunda kırdığım.

 

Kırılmaz bilmiştim oysa kalbimi

Kırıklarına ise müteşekkirim:

Ah, nasıl daha çok severdim ben seni

Varsın uzak kılınsın varlığın

İzafi idi mesafe

İman gücümde saklı bu bitimsiz sevgi

İhbar ettiğim elbet içimdeki gizi

Sunduğum ellerine…

 

Şadırvanlarda saklı bir şelale

Elbet inancın haznesi

Bazen havsalamdan taşan bu aşkı

Semiren gölgelerden de uzak tuttum ya:

Kılıksız bir vecize değil asla

Kırılgan olduğuma da bakma hem

Kıvılcımlar saçan yüreğin özlemi

Bir şiirden de öte idi bu sevgi

Tecelli eden neyse boynum kıldan ince

Müteşekkirim varlığında duyduğum teselliye…