
Ki̇msesi̇z yürekler mezarliği
İnceden düşlere meyleden sabırsız
varlığı gecenin…
Ketum hazanda saklı hüzün
Hüzün yakamda sarkık gözleri
bilinmezin
Şiire tamah eden aşk
Gölgeli varlığında kutsal bir rabıta
Sencileyin bir düş mevsiminde
Düşen gözden her yaşta saklı maviden
Uğultusu şehrin
Sabah sefası bilindik bilinmedik
Görkemli sevgilerin atıl haznesi
Nadasa bırakılan her yeminde
Örülü saçları yenik düşmüşlüğün
Maruzatı sevecen bir iklim
İkilem yüklü benliğin…
Surdan kaleleri
Sırlara gömülü aşkın
En içten o kayıp öznesi
Lacivert bir şiir iken savrulan
O veryansın
Tedirgin yüzümde dolaşan gölgenin
Alamadığım nabzında
Göğe attığım her çentiğin
Peşine düştüğüm
Yarım ağız bir mutluluk adeta
Vedası günün
Ömre kılıf biçenlerin
Sezisinden uçar gelir de rabıtası
renklerin.
Kurusıkı bir tebessüm
Ellerimden kayıp giden
Reçinesi sür git hayallerin de
Nifak sokulası o tedirginliğinde
Aşka ırak yetim vecizelerin yankısı
Dirilir de dirilir yüreğin
izbelerinde
Göle çaldığım maya
Aşkın vasıfsız sırlarına
Sunduğum her y/ama
Elbet hüzün hırkamda saklıdır
serlerim
Yemin billah yere göğe
Ahtım olsun ki
Hiç mi hiç öncesinde
Sevmemiştim ben ırak düşleri.
Kendimden çıktığım yola
Varamadığım o uzak yakası şehrin
Külbastı vecizeler
Sefer tası çocukluğun
İp atlarmışçasına
Sektiğim matem ve mahrem yüklü
Yalnızlığın içimde kalan ukdesi
Sedef hecelerle bezeli kitaplığımın
En üstteki rafına dizdiğim metinlerin
Bir solukta bitip de esen salası
Şimdi muteber bir ölü olmayı
diliyorum Mevla’mdan.
Yaşadığım kadar yalnızlığın
Sefasını sürdüğüm
İçine gömülü her vedadan da
Aşırıyorum seni ve bilinmezliği
Verilen her hüküm
Günü de öldürüp içime gömdüğüm
Belki bir gül ’dür diye
Uzaktan kokladığım aşka
Sür git hezeyan yükleyen iblisin de
Şerrine okuduğum lanetin
Nasıl da uzağındayım
En az uzaklığım mutluluğa
Karambole giden sözcüklere sızan
acımla
Gömsünler beni kimsesiz yürekler
mezarlığına.
Hani olur da sarılım mezar taşıma
Aşkı dilenen her satıra da bir nida
savururum
Göğün endamı
Bulutlarda saklı şafağı
Küstüğüm dünyada
Kala kaldığım bir başıma
Nihayetinde kavuştuğum
Hidayetin sancağına
Aşk diye düşüp de yola
Eriştiğim o İlahi Mecra ki
varlığından
Bir haber kimse
Etmediği eziyet de kalmamışken
niyazıma.
Şimdi süslüyorum yeri göğü
Kat çıktığım manevi dünyamda
Solan tüm sırlarımı da koruyup kollasın
Rabbim
Merasimi ölümün hiç mi sızlatmadı
geride kalan
Hüzün deryasında saklı tuttuğum bir
ferman ki
Tası tarağı toplayıp veda ettiğim
Dünyanın nazarında
Kimin gözünden neye düştümse
Ne tek ukde ne de yas ve yaş saklıdır
geride
Tapındığım İlahi Aşka şükürler olsun
Emeğine yüreğine sağlık Gülüm hocam tebrikler hayırlı akşamlar diliyorum efendim
Çok sağ olun Murat Hocam
Hayırlı akşamlar
Hemn şimdi yeni paylaşımlarımı asıyorum