Düş salkımları idi c/esaretim ve mağdur sözcüklerden işlediğim gergef.

 

 

 

 

 

Hüzündü salkım saçak ve gün yüzü görmeyi erteleyen kaderim.

Rengim solsa ne yazar?

Azgın dalgalar yalarken ruhumu.

Sözcüklerim dahi yerle yeksan.

Ne çıkar?

Bir kez yemişken vurgunu.

Beyitlerim var baştan sona kanlı.

Yalnızlığım saklı varlığın sancılı yankısı.

Yürek hasat zamanını bekler.

Bir gece çöker ki

Yâd edilesi mazimin çatısı çöker.

 

Reşit değilmiş yürek

Rakımı yüksek çok yüksek

Hazanmış muadilim

Hüzünmüş ıslıklayan kalbimi.

 

Suretler var suretler:

Çatık kaşlı ve namert.

Yüz görümü gölgeler var bir de

Kayıp bir kaderin tılsımı.

 

Gönle serili gece

Geceye serili günce

Sessizlikse kıblemde saklı

Kıblemse yazılı

Mezar taşımda

Beni bekleyen hazin sonun uğruna

Gölgemden dahi kaçtığım ne ki bir ömür?

Gölgem bir kere düşman kesilmişken başıma.

 

Sendelediğim doğrudur hafız:

Yandığım da.

Yakardığımsa sadece yüce Mevla

Yankısı hüznün taşar gönülden

Gönülse sakit kalsaydı huzurla keşke ezelden.

 

Manidar bir rüzgâr…

Yüzümü yalar da yalar.

Yakardığım kadar

Yandığım kesif bir sessizlikle içli dışlı

Yenildiğimse yalan

Yaşadığım kadar sahip çıkacağım elbet onuruma.

 

Yeşeren kıblem.

Yaşaran gözlerim.

Yaş aldığım yalan

Yaslandığımmış meğerse yalancı bir omuz.

Kaldığım bir başıma

İçinde yaşadığım ömürlük zindan

Kayıpların uğruna verdiğim mücadele

Kayrasında saklıyım mevsimin

 

Bir hadis.

Bir hazne.

Bir heves değil asla.

Yansız bir sevgi uzanmış boydan boya.

Meali yoktur artık varlığımın

Mecali ise hiç yok

Meramım saklıdır Allah katında

Ölümü ertelese keşke yalnızlığımla sarılı kaldığım

Bu dipsiz yasta.