Ölümü irdeleyebilirim, baba, aklıma her sen düştüğünde çünkü metazori bir firardır içimde saklı bedenimin daraldığı ve almadığım her ah, nasıl ki Rabbin bana armağanı düşlerimin közünde sen saklı iken gerçek olan tek mevsim tek duygu ise sevgi iken…

 

 

 

 

Ekin bahçelerim var dağınık kelamın arzuhali

Sözcüklerim var kaçtığım kadar kendimden eşrafın muadili

Öznem var, baba ve özlediğim

Öznemde saklı o gizin tetiklediği

Şiirlerim var has bel kader

Hem, hem, inzivada geçse ömür ne ki?

Ben hepten dağınık

Bek çoktan kendinden firar etmiş bir binayım

Hanemde saklı sessizliğin g/izi

Ve annemin sesi

Kulağıma en hoş gelen ninni

Şimdilerde benim anneme söylediğim…

 

Dikenlerim var, baba:

Mademki sen koydun adımı.

Ruhumda saklı acılar var koza misali

Ördüğüm saçlarım sözcüklerle hemhal

Örgün bir eğitimden arda kalan

Kitaplarım var hem de nicesi

Rengim pembe solduğum yalan

Ruhum beyaz

Peyda olan haysiyetim ve onurum

Ve namusum üstüne yemin ettiğim.

 

Rakımı çok yüksek bir dağ olduğumu bilmezden geldiğim

Gel gör ki:

Yamacımda açan her çiçek bana Rabbin hediyesi

Bir çiçekten hallice

Yıldız kimliğimle kaydığım semanın yolları

Siması ise tanıdık duyguların

Her güne şerh düştüğüm

Her yalnızlığı özlemle giydiğim

Her renkse mubah

Issız kıyılarıma vuran taşlar gibi

Taşlandığım kadar taçlandığım da sakit…

 

Bir hazan misali

Döktüğüm yaprakların müdavimi

Kalemimle diktiğim söküklerim var, baba,

Senin bilmediğin

Lakin malum olduğu aşikâr

Mademki şirk koşuyorum ben hüzne

Aldanmışlığın isyanında yüz görümü binlerce hece

 

Issız bir kıtayım

Yorgun bir coğrafya…

Yâdı dünün cebimde saklı

Meddücezri ömrün yarenim ve sevgime kefilim

Bu dünyada:

Bir seni çok sevdim bir de annemi

Gerisi geldi elbet

Gergin bir ipte yürüyen cambaz misali

Her düştüğüm vakit

İçimde yaşattığım cennet

İnkârı ne mümkün mevsimin ağlatmadığı

İddia makamında saklı iken fermanımı

Onaydan geçirecektir elbette Tanrı

 

Muallim kimliğin, baba

Mütereddit varlığımla açıp solduğum her anda

Döktüğüm polenlerimdir gözyaşım

Dökümlü eteklerimden döktüğüm taşlarım

Yufka yürekli yaralı bir ceylanım mademki

Mabedimde saklı matemimle

Muhafaza ettiğim saf ve masum yüreğimle.

 

Çat kapı gelmeliydim belki de yanına baba

Daha da çok acı çekmemek adına

Gel gör ki: izahı yoktur bu kaçışın

Annemin kollarında bulduğum huzurun da yoktur tarifi

Arif olan anlamasa bile

Uçsuz bucaksız duyduğum hasretimle

Talibim ben ölüme

Nasıl ki tabibimdir yüce Mevla

Nasıl ki tabiyim dünyada saklı o derin yasa

Yasımla yaşımla muktedir olan o devasa sevda

Yasa bildiğimdir üç olgu:

Sevgi ve inanç ve umut,

Gözümün nuru

Ve işte gözümde tüten annem

Semazen yüreğinde saklı tuttuğu sevgi ve matem.

Şiarımsa konmak en tepeye

Yeter ki kabul buyursun Rabbim beni, cennetine