‘’Sabiha bu adamlar beni alıp götürecek

Sakın ha ağlamanı istemiyorum

Soracakları varmış yıllardır sorarlar

 

Al şu yüz lirayı yanında bulunsun

Çocuğa bir şeyler al onunla avunsun

Beyler ben hazırım haydi gidiyoruz

Sabiha unutma seni bekliyorum.’’(A. İlhan)

 

 

 

Düşlerim var, memur bey beklediğim

Bir de yolumu gözleyene sadakatim

Aşk idi mıhlandığım

Aşikâr asi ve hoyrat bir rüzgârım

Ama Sabiha beni bu yüzden sevdi

 

Kadınım, yüzün ve yüz göz olduğun

Neyse sana yaşattığım mağduriyetin

Yerle yeksan olmuşken ömür

Dipçiği ile vuruldum kaderin

Kederli yüzün kanadığım kadar

Hüzündür meali bu aşkın

Tanıdığım ilk günden beri mutlu etmekti seni hayalim

Hırpalandım seni de katık ettim makûs talihime

İklimler devindi, kadınım

Kadı kızı olsan bile yoktu hakkım buna

Hak ettiğinden fazlasını dahi yaşatmalıydım sana

 

Sancılı bir gün, kadınım

Sandığında saklı bohçanı al da git baba evine

Evladiyelik acılarımla nasıl da esir ettim seni

Eften püften bir adamım işte

Adamlığım batsın sana yaşattığım bu hazin hikâyeyle

 

Hazır ol da geçti ömür

Hakkıyla yaşamak neydi bilemedim

Hak ettiğimdi yalnızlık seni de alet ettim ya kaderime

Kederin isi

Aşkın sisi

Varoş bir gölgeyim ben işin aslı

Mükerrer acılar muhafaza edecekken seni evimde

Muhalif ve haris adamlar beni benden etti

El kadar bebekle ortada bıraktım seni

Sihirli değneğimdin oysa

En başta eline dahi dokunmaya kıyamadığım

 

Yalanım yok: çok sevdim

Yalanım yok: hak ettiğinden de çok

Yalanım yok: hep seveceğim seni

Yalanım yok, kadınım

Yakardığım kadar Rabbime

Af etsin beni

Bir rüzgârdı geldi geçti

Mezar taşıma da yazsınlar

Alnının akıyla eş bildim Allah katında seni

Taksiratımı af etsin Rabbim

Ölüp de gidersem bir kör kurşunla

İyi bak evladımıza asla da beni anma

Hatta gelme de mezarıma

Seninle geçen bir gün bile yetti

Benim gibi ipsiz sapsız birini adam etmeye

 

Eşref saati aşkın

Elyaf üzünçlerle kabir azabı yaşattığım

Ananın kemikleri sızlar bilirim

Anaç değil ki de yüreğim seni keşke mutlu etseydim

Aciz bir kulum bazen aç geçer günlerim

Bazen toktur iç sesim

Tokalaştığım kötülük bulaşan üstüme başıma

Ah, be kadınım güneşimsin sen balçıkla sıvanmayan

 

Hala vakit varken dön baba evine

Kalender meşrebim sense saraylara layık

Aç tavuğum arpa ambarında

Senin hak ettiğin bu değildi

Başını yasladığın çınarın olamadım senin

Anamdan yadigâr şu yüzükle eş bildim güzelliğini

Seni kirletemem artık bundan sonra

Kinaye yüklü eşrafın da atmışken pabucunu dama

Damgalı eşeğim ben sense kelebek

Tıpkı mutluluğumuz gibi tek günlük

Bedeldi oysa bir ömre senle geçirdiğim vakit

Ve işte altına imzamı attığım akit

Elbet alnının akıyla oldun evimin kadını

Yetti gayri sürtüştüğüm ahali

Ve bu sevda burada bitti