
Kadindi kara duvağin sahi̇besi̇
Acıların güzergâhında, hedefin indi
seyri unutulmuş yürek haritasında…
Şimdilerimi böldüğüm; dünümü gömmeyi
beceremediğim ve yerli yersiz içimin denklemlerine tevekkül gözüyle, basireti
bağlanmış bir cümle kadar bile değilken değerim.
Rütbemi çaldırdım dün gece belli ki
soytarı bir sitemi hak bildiler.
Görülmezliğimin şeceresinde, gözü
olmayan bir maskeyi de şerh düştüler zamana.
Soyutlandığım alfabeden bir harf
çaldım ansızın ki lakayt bir imleç bile olmayı beceremediğim insanlık
tarihinde, uyutulmayı pek bir sevmişim belli ki.
Uyudum ve uyudum ve uyanmamayı
diledim.
Diri hücrelerimi kurban ettim zamana
belli ki şevkindeyim acının: dediler ki; sensin acının kurbanı ve dedim ki;
acılarımla büyüyorum ben.
Zaman uyudu.
Su uyudu.
Düşman da mı uyudu?
Bir ben uyanmadım.
Lal heceler cirit atarken başucumda,
oltama takılan hangi sazan imge ise görücüye çıktım eşref saatimi unuttuğum bir
zaman dilimine denk düşmüşken yine gecenin aymazı; yine çıkmazın kastı belli
ki; ölümü reşit kılacaktım geceden varmayı ertelediğim günün sabahı.
Bir kelamda ısrarcıydım.
Bir selamda direttim insanlığımı ve
sonramı sundum zaman denen çizelgede ben bir saniye farkla insanlığımla öne
çıkmayı dilediğim.
Sevdikçe çoğaldığımı sandım aslında
çoğaldıkça ölüyordum ben.
Hep ben’den çıktım yola ve eremedim
bize.
Sizli bizli öğeler kanat çırptı o
ikircikli şarkılarda bir nameye aşina olduğum aslında nemalandığım duygularımı
suiistimal eden insan ırkına kırgınlığımı boykot ederken yüreğin çeperine
attığım insanlık tohumları.
Bir kadındı yanı başımda biten.
Gözlerinde mor boyalar.
Bir adamdı yine kadının elini tutan
ve boykot ettiler yalnızlığımı.
Silahları kin idi ve kirli gölgeleri
ise bir tantanadır gidiyordu.
Ölmeyi diledim bin kere.
Öldürmekti boynumun borcu yine biriken
hüznü.
Kelamı sattı evren.
Evreni sattı insan.
İnsanı teğet geçti merhamet ne de
olsa tekti merhametlilerin en merhametlisi.
Gizil bir sancıdan çıkıp da yola
varmayı unuttuğum solumun sancılarında, sağ gösterip sol vuranlardan çektiğimi
dillendiremedim insan pazarında.
Öykündüğüm ne idi ki?
Öldürüldüğüm pek mi elzemdi?
Kadındı kara duvağın sahibesi aslında
ölü taklidi yapan seyri idi el âlemin sonrasını sergüzeşt bir yalınlıkta tehir
eden.
Öncemi öldüremeden an’ımı ölü
kıldılar oysaki İlahi Güç yine her şeyin tek hâkimi ve benliğimi bedelsizce
bana ve evrene sunan.
Gönül gözümdeki torbacıkları
aldırmadım ne de olsa geçmişin isi ve şişi saklı idi yine yanan gözlerimde, ben
bir tortu ertesi, kulluğumu idame ettirip hazırlandığım diğer âlem.
Aşkın ilahı hangi şarkı mıydı da
yüreğin sitemi sus payı bir söyleme kurban edilmişti.
Hakkımı savunamadım neticede ve
bir-sıfır galip geldi insan yiyici zalimin baş tacı iblis ve müridi.
Hakka sığındım sığınalı, bir gölge
misali debelendiler Hak yolunda lakin biliyordu mahremin içi ve dışı hangi
sumaksa yine radara takılmış belli ki istihbarat sonucu yamalanmıştı insan ırkı
yine iblisin kinine ve kirine layık bir sunumla, ben bir mevta dahi olmaktan
aciz.
Sevdim seveli… çıkmıştım yola bir
kez.
Sustum susalı pek bir elzemdi şu
kalemi marifet bilip de iki satır karaladığım.
Bir Fatiha borcum vardı içimdeki
ölüye derken bindikçe bindi nefsi o gaipten gelen ne ise ben bir başıma
mücadele verdiğim.
Meleğime sordum.
Kayıptı.
Aşkıma rükû ettim.
Suskundu.
Derledim ve dertlendim.
Dermanı sadece O’nda saklıydı.
Anamın duasına sığındım ve sığındım…
annem idi bu sefer benim dualarıma sığınan.
İki gözüm bin çeşme suladım yüreğimin
tarhını ve acılarımla bağdaş kurduğum metaneti sonlandırmaya çalışırken bir
kara gece ve bir kara ilah yine kötünün hükümdarlığında, ben hala, Allah diye
inlerken.
Bir nevruz.
Bir bayram.
Bir cemre.
Gönlümü boca ettim.
Bu ne perhiz bu ne… demelerine mahal
vermeden okuduğum ne ise okunmadık kelimeler zuhur etti ben kalemi her elime
aldığımda.
Dualarına sığındım dostlarımın.
Annem idi bu sefer dualarıma sığınan.
Yaratan hep aşkla hep de hüzünle
yıkamıştı madem ben mahremiyetimi savurdum derken matemime buyur ettim yine
gıyabında söylenenlere duymazdan gelip.
Allah, dedikçe.
Ve O her ses verdiğinde, ben
kulluğuma biat; bunca münafığın kinine inat sadece üfledim içimdeki tek heceyi
yine kazam mübarek olsun, demezden evvel, satırlara boca ettiğim kalemin kanını
alnıma sürüp öptüğüm kitaba layık bir kul olmayı ferman eyledim.
Acizliğimi gölgeleyen Pişekâr
gölgelerden de medet ummadan.
Aslıma sirayet edip yutkunduğum her
açmazı yine bir acı ile süsleyip sabrı katık ettiğim ve yine İlahi Aşkın
nazarında ne idi ki telaşlandığımı görmezden gelip bir nokta dahi olmayı
beceremezken.
dost güne düşen bu güzel eserini cani gönülden tebrik ederim selam ve saygılar
Çok teşekkür ediyorum dostum. Selam ve saygılarımla.
Meleğime sordum.
Kayıptı.
Aşkıma rükû ettim.
Suskundu.
Derledim ve dertlendim.
Dermanı sadece O’nda saklıydı.
Anamın duasına sığındım ve sığındım… annem idi bu sefer benim dualarıma sığınan.
İki gözüm bin çeşme suladım yüreğimin tarhını ve acılarımla bağdaş kurduğum metaneti sonlandırmaya çalışırken bir kara gece ve bir kara ilah yine kötünün hükümdarlığında, ben hala, Allah diye inlerken.
Çok anlamlıydı çok beğendim, yüreğine sağlık arkadaşım sevgilerimle...
Hoş geldin sevgili arkadaşım.Beğenmen çok mutlu etti. Çok çok teşekkür ediyorum güzel yüreğine. Sevgilerim seninle canım arkadaşım.
Tebrik ederim gün seçkisini arkadaşım sevgilerimle...
Çok çok teşekkür ediyorum sevgili arkadaşım. Sevgilerimle gönül bahçene...
Değerli Seçki Kuruluna çok teşekkür ederim.