Card image cap
Kadin ve umut



‘’Gerçek her zaman bir kuyunun dibinde değildir. Yersiz bir derinlik düşünceyi karıştırır, zayıflatır, bir noktaya toplanmış, devamlı, dümdüz bir dikkatle bakarsanız, Çoban Yıldızı bile gökyüzünden silinip yok olabilir.’’

(Edgar Allan Poe)

 

 

 

Düş simsarları nihayetinde geceyi zapt etti ve uğruma konan uğur böceğini de lanetlediler.

 

Kanayan hecelerde ıslak bir şarkı saklıydı ve şarkının yasına sadece Yaratan idi tanık.

 

Aşkın husumetine düştü mevsim.

 

Mevsimin diline düştü şair.

 

Şair düştü gözden ve kaynakçası illa ki aşka duyduğu özlem. Kardığı gözlerde yandı ışık ve ışığa tutuldu pervane oysaki karanlıktan besleniyordu şair ve gözyaşı bir de edimlerinde hicretin ç/ağrısı.

 

Yankılardı vurgun yiyen bir de vurgun yiyen külçe kadardı ağırlığı yüreğin derken dibe vurdu hüzün ve bekçisi idi şiirlerin elbet dünden firar eden ölü şair.

 

Günü ayıkladı kadın.

 

Kadını ayık kılandı umut.

 

Aşkı şiar edinendi ışık ve gölgelenen gözlerinde dans eden bulutlar.

 

Kadını ihbar etti yalanlar ve yalanları körükledi fani hüzün aşkın da kırbacı iken çaresizlik sadece kadındı sığınan elbet duaların k/özüne ve Yaratanın gücüne de eşlik eden bir düş gemisinde uçuştu yıldızlar.

 

Güne lanet okuyan iblis ve körükleyen laneti zalim zırhı geçirmiş nefis.

 

Lal idi satırlar ve kozasında saklı her şeyi hatta her şerden nasiplendiğini nice hayır ne de olsa nal topluyordu mevsim ve bekası aşka delalet bir ç/ağrı kadının dudaklarından dökülen elmalar gibi çöpünde dahi saklıydı hazine ve kadının elinin değdiği her yer cennetten bir köşe.

 

Varlık hummalı.

 

Çatık kaşlı zebani ve müridi devasa gölgeler kanat açtı ölüme.

 

İrkilen her hale ve münafık baykuş bile lanetledi dişini tıpkı zehrini sunduğu her yeni günde bir kadın daha kandı ve kanadı ve kanatılan ruhlara eklendi de bir bir.

 

Mevsim taradı gözlerini hüznün.

 

Dualar kabuk b/ağladı.

 

Ölü gömücü imgeler ve kadın mezarları ne de olsa kimsesizliğin hikâyesi idi şehir ve müdavimleri.

 

Göl sakinliğinde bir huzurdu niyeti kadının ve melek yüreğinin.

 

Ceninden bozma düşler ve düşten bozma gerçekler nihayetinde hidayetin basamaklarını tırmanan imgeler elbette sevgi dolu yüreğinde saklıydı mazisi ve temiz dünleri firar etti ruhundan ve kanatlarında doğanın rükû etti gözleri aşkın bir de dillenen muradı haris ruhların ki kadın ne sahipsizdi ne de güçsüz ve fevri niyetler diken oldu battı: önce kalbine sonra bedenine.

 

Nidalar savruktu ve solgun tıpkı yaşaran gözlerinde şairin de müdavimi idi imgeler cennet pazarında ruhların teşrif ettiği o yolculuk ki kimliksiz idi mevsimler ve şerh düşen günleri tensiye eden şiirler.

 

Bir eksik bir fazla.

 

Noksan olandı illa ki ruhların gergefi ve devasa niyetler kanatlarında yolcunun yoldan çıkmış haris gölgeler kadına dokunan ve uzanan ve çocukların çığlıklarında saklı kaldı acılar unutulmamak üzere.

 

Yemin etti kimi.

 

Yemin etti kimi kitaba ve nimete.

 

Hurafeler çınlattı kulağını Tanrının ve sürüklendi bedenler kimi kimsesizler mezarlığında verildi toprağa ve o bedenler ki sahip çıkmadığı kimsenin oysaki kadın evrenin tek sahibesiydi Tanrıdan sonra.

 

Ve sustu heceler.

 

Sirenler çaldı.

 

En can yakan ise geride kalan öksüzün sessiz çığlıkları.