‘’Ben iyi değilim, seni son gördüğüm günden beri gözüme uyku girmiyor diyebilseydim. Gerçekten de o günden beri gözüme uyku girmeseydi. Hiç olmazsa arkamda kalan bütün köprüleri yıktım ve şimdi de geri dönmek istiyorum, ya da dönüyorum cinsinden bir yenilgiye sığınabilseydim. Kendime, söyleyecek söz bırakmadım. Kuvvetimi büyütmüşüm gözümde. Aslında bakılırsa, bu sözleri kullanmayı ya da böyle bir mektup yazmayı bile, ne sen ne aşk ne de hiçbir şey olmadığı günlerde kendime yasaklamıştım. Sen, aşk ve her şeyin olduğu günlerde böyle kararlar alınamazdı. Yaşamış birinin ölü yargılarıydı bu kararlar. Şimdi her satırı, “bu satırı da neden yazdım?” diyerek öfkeyle bir öncekine ekliyorum. ‘’(Alıntı)

Söylencelerin nazarında gidip geliyorum yürek ikliminde ve bahşedilen nefesi severek harcıyorum.

Harcı âlem hayat ve insanlar bazen hercai menekşe gibi kâh kök veriyorlar kâh başka saksılarda açıyorlar…

Sözcüklerim yol yorgunu ve dik açılı bir bakışta saklı olduğum ve de diklendiğim elbet kendime…

İzahı olmayan esintiler var ve metruk haneler ve heceler makul olansa hep sevgi gibi gelmişken bana.

İtiraf dilekçem mi istifa dilekçem mi?

Hayatın ayarları bozuldu işte ve aksanı da dindi insanların bense İlahi Esinti ile huzur buluyorum sıcak bir yaz akşamında.

Sözcüklerim var palas pandıras içeri dalan bense çok itibar etmiyorum baştan savma olmamalı yazdıklarım ve sevdiklerim.

Nüktedan bir fısıltı belki de kulağıma gelen soytarı rüzgârın emsalsiz üşüttüğü sözcüğün aşkın ısısıyla çözüldüğü ve can bulduğu ve sayfa sayfa serildiği.

Gönlüm de yüreğim de kırgın değil eskisi gibi çünkü izin almadığım gibi insanlardan severken, sevilmeyi telaffuz etmiyorum artık ama sevecen yüreğim de hızlanıyor işte mevzu bahis aşk ise hele ki.

Görücü kuşlar var geceyi gagalayan.

Muteber olansa onları içimden geldiği gibi sevmem elbet makul olan da bu gerçi ara ara meşgule veriyorum iç sesimi ve dış ses ne kadar baskın olsa da müşküle düştüğümde yeniden fabrika ayarlarıma dönüyorum…

Bir sözcük bazen bir pipet gibi.

Damlayan su ise ruhumun ıslaklığı ile eşleşen ve gözümden dökülen yanık yaşlar yakardığım Rabbime ve aşk ile yandığım ve yâd ettiğim güzellikler yarenlik edense kalemim.

Hayal gücüm hız mı kesti nedir son zamanlarda yine da dünkü hayallerim alt bellekte kayıtlı gelin görün ki yeniden hayaller kurmuyorum artık eskisi gibi hele ki şu son bir senede asla randıman alamıyorum yeni hayallerden en azından gözüm kapalı gördüğüm sonsuzluğa tekabül eden rüyalarla idare ediyorum tıpkı idare lambasında ders çalışan bir öğrenci gibi…

İçimse her halükarda kıpır kıpır elbet hem benim mevcudiyetim hem de aşkın hâsıl olduğu ve miski amber kokan varlığı aşkın ve bitimsiz şarkıların.

Yazarın vurguladığı ne kadar doğru hani ve terk edilmişliğime çivi çakıyorum yeniden kilit takıyorum yüreğime ruhumun izbelerinde saklı rüzgârın da gel-git leri ile hemhal bazen yokluğa nazire ettiğim bazense varlığımın nezdinde yok olmanın da güncesini yazmak adına sıraya giren sözcüklerden en uygununu aradığım tıpkı kendimi arayışım bir ömrün kıblesinde saklı dualarım sayesinde doğru yolu illa ki bulduğum.

Terk edilmişliğin bir temenni olmadığı bir o kadar yalnızlığın rüştünü ispatlamış bitimsiz bir acı olduğu gerçeği ve ben her halükarda mutluyum çektiklerime rağmen ne de olsa bana acımıyor insanlar belki nefret edenler de azınlıkta değil ama ve ben onlara bile dokunabiliyorum uzaktan ve içlerinde kalan ukdeyi ve yarım kalmış masallarını kalp gözümle okuyorum.

İçtenliğim kadar da kendime içerlediğim bir gerçek ve için için eridiğim kadar büyüttüğüm de çok şey var.

Bir rengin albenisinden ziyade gökkuşağının sarmalında yaşadığım kadar karanlığı da delen gözlerim var ve yatıya kalan cümlelere sarılıp uyuyorum kalem de dinlenmeye çekildi mi ve bir süreliğine ayrı kalsam da kalemde rüyalarımı illa ki tetikliyor kalemin nüktedanlığı ve içerdiği her duygu asılı kalıp da bir anlığına ben kalemi elime alana kadar ikimiz de evrimden geçiyoruz ve duyguların her evresi aslında yalnızlığın da kıvılcımlarında can bulan ve işte ben bu büyüyen yangında esir kalmayı seviyorum yoksa nasıl pişerdim Hakkın yolunda tevekkül ettiğim kadar da huzurluyum işte üstelik her halükarda defalarca dara düşsem de…