Fıtratıydı yalnızlığın tüm sökün eden sözcüklerden inşa ettiğim düşlerden bozma duygularda gerçek kılmalıydım hayalleri ve aşkı.

 

 

 

 

 

 

Muhatabımdı aşk ve muadilim hasretini çektiğim

Bin bir yeis sökün eden

Hecelerin debelendiği kumsaldan değil

Kumral saçlarında güneşin

Perdelenmiş g/özlerim hiç değil

Uçuşan perdeleri yüreğin

 

Nakşı ve na’şı dünün

Yâd edilesi nice güzellik ve ölü dürtünün

Oysaki ölümsüz bilmiştim ben vefayı ve sevgiyi

Yarenim kimse

Yağmalanan yer gök nasıl hüzünlüyse artık

Atıl bir düş gibi

Artık bir bardak su gibi

Afakanlar bassa da gecenin nüvesinde saklı

Nice sır gibi

Sırra kadem basanların yasını

Tuttuğum değildi yalan

Yakılan yürek

Yıkılan mabet

Aşka hükmeden felek

 

Kentsel dönüşüm gibiydi duygular

Bir var bir yok

İnşa edilesi bir bina

Lakin çimentosu eksik

Aç yattığım geceler ne ki

Varlığımla aşkımla nasıl ki tok

Kıldım benliğimi

Aşka hürmet ettiğim kadar

Kayıp değildi de hüviyetim

Sevdiğim kadar hür

Sevildiğim kadar duyumsadığım huzur

Hele ki saklı olduğum Allah katında bulduğum

Nar misali nur saçan

Yüreklerde saklı iken

Sevginin ve umudun meali

 

Fermanımdı şiir

Bazen sökük yürekten firar eden

Fetva veren kimse sağduyumla dinlediğim

Fevri olsam bile zaman zaman

Ben yüreğimi sevgiyle kilitledim

Yandığım kadar yazmalıydım madem

Yazdığım kadar da büyüyen o alev

 

Aşkın şerbeti

Yalnızlığın hicreti

Metruk hecelerden kurulası bir düzeni

Bana bahşedendi mademki ilham perime

Sokulduğum kadar

Sokmadılar mı hüznü gözüme gözüme?

Ve uçuşan saçlarım

Sözcüklerde adeta perçemime konan binlerce kelebek

Dalgalanan ruhumsa

Gecenin matemine sadık bir hulasa ki yalnızlığın

Büyüyen sessizliğinde gözümü sakındığım kadar da

Uzaktım tüm sevdiklerime

 

Ve işte çaldı çanlar

Gonk sesi hem uzak hem yakın

Bir nida değil bu adeta bir fısıltı

Sessizliğin verdiği en büyük sevgi

Varsa yoksa dinmedi yüreğimin sızısı

Sezdiğim kadar solduğum

Solumda saklı matem yorgun yüreğimle yoğurduğum

Mayalanmış bunca acı bunca duygu

Vurgun olduğum kadar yaşama

Vurulmuştum bir kez yürekten

Mağdur olmam ne ki?

 

Mazlum ve Mümin varlığımla kollarımı

Her açtığımda mademki bulmuştum gerçek aşkı ve huzuru

Rabbim yeterdi bana yetti de

Yatıya kalan hüznümü dahi sarmaladı

Beni bilene âşık

Bende saklı hangi duyguysa sırnaşık

İlahi bir zincirdi yazdıklarım

Ruhumdan firar eden bilinmeze tek tanık…