Kamikaze bir iklimsin içimdeki şehrin
rüzgârında uçuşan saçları şiirimin de yeltendiği bir ayrıcalık diktikçe
gözlerimi yüzüne başını kaldıramadığın bir yemin belledim seni.
Mazim ölü bir iklim, bayım
Havsalamdan taşan bunca muhalif
duygunun
Olmalı bir ederi ve kapıştığım kadar
kendimle
Muhalif verilerle saklı tutulası bir
sırrı sundum ellerimle.
Sıradan değilim sıra dışı hiç değil:
Sıraladığım sözcüklerden da farklı
mizacım
Miadı dolan bir hayat hiç değil
İçerlediğim kadar yalnızlığa aşinayım
aşina
Pekişen hasretin ve gizemin redifleri
Nasıl da saçılmış üstüme başıma
Makul olmayı beceremediğim bir yasaya
müdahil
Bir kelimeden fazla sözlük olmaya
yeltendiğim nasıl da belli.
Sırma saçlı bir rüzgârım
Seyyahtır yüreğim ve efkârım
Arşı alaya çıkan hüzün yüklü
mısralarım
Devasa da bir coşkuyu katık ettim mi
matemime
Mabedimle ve mahremimle içli dışlı
bir yavru kuş gibi
Bin yaşıma da gelsem hala annemin
küçük kızı…
İhbarım mevsime kendimi
Kimyamdaki afaki hoşnutluk ve
katıksız rahmeti
Boca ettiğim günüm gecem
Koyu gözlerine de müptelayım özlemin
Cehennem azabını yaşarken yaşadığım
Katıksızdır mealim ve mizacım
Miracımsa olsa keşke çok yakın
Aşikâr aykırı ve coşkuluyum
Sonra da çiçekler ve şair gibi önce
içime sonra dışıma kapandığım
Afaki bir bulutum…
Tenimde saklı ateş ve yangın
Baş başa verdiğim aşkın rüzgârı
İçime ve dışıma esen
Yazmaya hazır fermanı sunarken evrene
Kapıştığım kadar kendimle
Surlarına serildiğim şehrin
Otağı kurduğum gök kubbenin
Ve işte şerh düştüğüm aralıksız yağan
rahmetin
Uğruna baş koyduğum mademki inanç ve
sevgi
Umudun da taşkın mizacına serildiğim
kadar
Savunma mekanizmamla tanığım aşka ve
kadere.
İçerlemediğim kadar mevsime ve tinine
ömrün
Karaborsaya düşen mutluluğun
Ansızın firar ettiği yüreğimde saklı
bilumum duygu ve elem
Yeltendiğim dünüm
Öykündüğüm yine kendim
Huzura düşkünlüğüm bir o kadar uzak
kaldığım
Ve işte İlahi Aşkımın mimarı
duygularım
Hız kesmeyen inancım kadar yol
aldığım
Şu minvalde seken tek/il bir hece…