Hangi iklimin ferisin söyle?

Hangisisin?

Gözlerimden geçmek ne ki?

İçimden geçen güvercinin

Getireceği postada mı saklı yoksa

Mutluluğa duyduğum özlem?

 

Rengi olmayan bir kış bıraktım arkamda:

En çok da kış kışlayan rüzgârın savurduğu

Bir tebessüm diktim ben

İçimdeki kuşağa sarılı bir özne iken

Bilemediğim de g/izlendiğimi

Belki de bu yüzden kaçtım günbegün:

Gözlerimi kaçırdığım aşk ve matem

Hangi düşün kâbusu oldum da

Metanet dilediğim evrenden

Soyutlanan bir renktim ben?

 

Asılı kaldığım değil

Yüreğimi aşan beyit beyit…

Beylik bir öfke değil bu asla

Rengin de aşikâr olduğu bir gök kuşağı hiç değil

Kükreyen acılarım sızarken

Sızlandığıma sadece Allah şahit

Yine de dillendiriyorum zaman zaman

Patavatsızca sevmenin neresi yanlış hem?

İçlendiğim dert değil

Dışlandığımsa en can yakan

Canım çıksa da çıkmıyor işte huyum.

 

Pejmürde ruhum ve zaman zaman

İçine dolup taşan Nisan tasım

Kürediğim zemin ve meyyal iken

Kendime batırdığım dikenlerim

Bir çiçek olmanın nazı ve niyazından

Fazlası işte aşan boyumu kükreyen

Mevsimin çaputlarında salınan

Ufacık yüreğim

Gel gör ki içine sığan devasa evren…

 

Her kuşluk vakti uğurladığım

Derin çok derin bir sızı

B/ölündüğüm fazlasıyla aşikâr

Resmi olmayan şehrin de müdavimi

Sararan benzimden taşan

Yorgunluk ertesi yazmaya durduğum

Bir şiirden çok öte söylemediklerim

Nasıl ki saklı Allah katında

Makbul olan bir kul olmaktan

Başkası saklı değil işte yüreğimde.