Mahzun gülüşü şahikanın ve sevecen nüktesi aşkın elbet şiar edilesi o sevdanın cafcaflı dünyası.

 

 

İsyanlar kindar iblisin dilinde şükür ki çok uzağındayım nefsin ölümünde şerh düşülesi sevginin ve iman gücünün de katlarında kat izi bırakıp da sevdiğim…

 

 

 

 

Şerh düşülesi bir sevgi ki:

Elbet her güzel insanın yüreğinde saklı

Doludan boşalan sözcükler

Kanaviçeler saklı insanın kayıp gününde

Manidar bir yolculuk ki aşk

Peyda olan özlem ile bahtiyar

Kılınası yüreğin kıyıya vuran güftesi

Ne de olsa tamah eder çoğu insan çoğu zaman

 

Metruktür gülüşler

Zemheride solan sözcükler ve güfteler

Radarı yüreğin

Tastamam olsa ne ki ömür?

Tahammülsüz ve gönülsüz bir yürek mi?

Sarkacı kırık bir isyanda akla zarar olup biten

Na’şı dünün

Gün yüzlü bir şiirde aşikâr

Kıyama duran sözcükler ve kalem

 

Nidaları duyulmaz da hani şairin

Nefsinde ölü heceler

Nefessiz kalıncaya kadar

Sadece sever şair

Şeceresi dünün

Varlığın da muhatap olduğu günün

Ne çıkar ki efkâr olsa içilen şerbet?

Oysaki istemez mi yürek:

Haydi, sen sefil aşk ol berhudar

 

Bir mimozadır yakışan

Bir milattır da yürekten yüreğe taşınan

Miadı dolsa ne ki aşkın?

Yola baş koymuş bir kez şair nasıl da şaşkın

Sözcüklerse aşar bentleri

İndinde özlemin sadece sızar yaşı

Yasında saklıdır hicap

Yaşadığı kadar çok sever

Sevdiğinden öte Rabbine koşar

 

O devasa aşk ki:

Özlemin kanat çırptığı sonsuzluk kadar

Esir düştüğüdür sevgi

İman gücünden doğan bir gülücüğün de ömrü

Varsın kısa olsun

Kınında saklı yaşı yasa bildiği yası

Daim olsa ne ki?

Hüzünlü kalbinin tek sahibi

Elbet illa ki ve sadece Rabbi.