
Gün olduk güven olduk
Tuzağa düşen kaçkın imgeler baş tacı
mevsimin, aşka kılıf biçenler elbet sevmiyorlar mazide saklı evveliyat gibi.
Gelişin penceresinde yorgun düşler,
teyakkuzun dik alası sözcük iklimleri, yan çizen bir sevdalı mazlum göğe de
sığınan rahmetin efkârına ömür biçen beyitler.
Külüstür dünün servise çıktığı gece.
Gecenin methiyesi halis munis günce
Sevdalı eksen şaşalı ölüm
Azığa alınan bunca hüküm
Kör noktası bedellerin
Surlara sızan ölümlü şiir gibi
Aksinde rahmetin
Şair olmaya ne gerek
Sevmek illa ki zaruri.
Kıyısından köşesinden nasiplendik
şiirin, tık nefesli bulutlar kadar olamadık, azizim.
Bir çömdük.
Bir sustuk.
Bir de astığı astık kestiği kestik
laneti de dillendirdi mi düş cambazları.
Haznesinde ölüm var; tufan var; tüten
duman var.
Vapurun acı çığlıkları, aşka rahmet
biçen sevdalı şehir gibi beynamaz iskelesinde mavi göğün şimdi çaput b/ağladık
geceye ve hicabı da kondurduk başköşeye.
O minval ki aksayan ayaklarında
şiirin.
O devasa hürmet ki sevdalı azizenin
şirin gölgesi gibi.
Balyalarca hüzün yığdık şehrin
girişine ve minicik bir yüreğe kocaman şehirler yığdık sevdalı İstanbul’un
gölgesinde uçuşan martıları da askıya aldık ne de olsa askıntı idiler atılan
her simit lokmasına.
Gün olduk, sevgili.
Güven olduk sevdiğimizden beri.
Şerh düştük özleme ve kocaman bir es
verdik ölüm öncesi.
Dikenli saksı, açmayan gülün de hüznü
çökmüşken güne bir şiir diledik bir de fidan diktik betonların içinde kalan o
bir karış toprak parçasına ne de olsa topraktan gelmiştik ve toprağa b/akıyordu
yüzündeki kirleri sevgiyle aklayan bir soydan geliyorduk peygamber soyundan
gelmenin de hikmeti ile sevdalandık biz ömre, serleri serdik sırları ektik aşk
niyetine ve aşka biat tutsaklığımızı sehven kabullendik.
Halis munis gölgeler g/ördük.
Aklıselim adamlardan yana başı yana
düştü mazlum kadının ve çocuk olmanın verdiği neşe ile görmezden geldik o
şehveti ve nefreti hep saf tutmuşluğun izi kalmıştı yüreğin paçasında kalan son
izi de ütüledik; üfledik içimize güneşi ve güneşi kovdu gece geceyi de çaldırdık
şehrin ölü bekçisine.
Sevdalı beyitler diktik aşkın açan
yüzüne ve gülümseyen tanrılar sunduk aksinde ruhun sevdalı Rabbine beyhude
düşleri gömdük bu sefer.
Bir buluttu peyda olan güne devrik
bir cümle muamelesi yapan.
Bir şimşekti çakan yüreğin közünde
ölümü bekleyen aşık gibi: maşuk kadar kaygılıydık ve örtülü gerçeklerin de
perdesini çektik tıpkı mahremiyetin kutsallığına leke süren laneti de
sonlandırsın diye Yaratan.
Bir sefasını sürmüştük ki acıların.
Lenduha düşlerin köküne kibrit suyu
döktük ve parladı yer gök aşka şahikalar dadanırken içimizdeki masumiyet ile söndürdük
yangını.
Seher vakti.
Ölüm vaktiydi madem sabahın öncesinde
namaza durduğumuz karanlığı nasıl ki rahmetiyle aydın kılmıştı İlahi Gücün
seferberliği ile yaşlarımızı biriktirdik Nisan tasında ve yasımızı pışpışladık
bir katresi dahi eksik olmayan hüzünle nikâh kıydık Allah katında mubah olan
her sevdayı ve dileği kutsayana sunduk içimizi, dirliğimizi saklı tutsun diye efkârı
uyuttuk emsalsizliğin coşkusuna banan tadında ölümün de rengini unuttuk her
düştüğümüz derdi savsaklamak adına daha çok sevmeyi şiar edindik.
Yetindik.
Belki de yetemedik.
Yerildik de.
Yendik illa ki iblisi.
Karaçalı misali aşkı öteleyen.
Aşk misali hicabı körükleyen.
Bir düş pazarında izahı yoktu madem
gerçeklerin.
Susku idi esir düştüğümüz.
Sancı idi uykumuzda bize eşlik eden.
Araf’ı g/ördük ve gittik daha çok yol
gittik ta ki bitik yüreğimizde kalan son kırıntıyı miras bırakırken
çocuklarımıza efkârı diktik yakasına dünün, aşkla ihya edilesi ömrü de kepaze
edenlere ithaf ettik ölgün günü.
Şehrin sancağında kan vardı.
Kanda gurur ve öfke vardı.
Gururla yürüdük gururumuza da yenik
düştü düşmanlar.
Saklı olan hangi beyitse unuttuk.
Unuttuğumuz hangi koruk düş ise
koyuverdik acıyı tüten sevgiye de figanlar yükleyip köpüren denizi duru suya
çevirdi Yaratan ve deniz yarıldı ortasından ikiye.
İnançla şerh düştük hayata gözümüzden
uyku aksa da yürüdük başımız dik ne de olsa aşımızda saklıydı ümit.
Bir sevdalı beyit.
Kimine göre yenilgi.
Aşkın tezahürü her yılgın imgede
yeniden doğdu güneş, dirlik birlik çağrısını duyan da eşlik etti bu gizeme.
Peygamberler şehri idi müridin yası.
Aşkın da bekası idi iksirli hayaller.
Göğe kulaç açan Anka kuşundan çaldık
kanatları ve uçtuk Hazerfan Çelebi misali.
Kundaklanan yangın.
Kuduran iblis.
Kuzgun misali yorgun urban.
Sevdalı methiyelere dizdik boncuk
misali ölümün ön sözünü ve şair şerh düştü:
‘’En doğru masal anlamadan
korktuğumuzdur.’’
Anlamıştık bir kez ve anlatmaya
doyamadık.
dost bu güne düşen güzel eserini cani gönülden tebrik ederim selam ve saygılar
Çok çok teşekkür ederim dostum.
Selam ve saygılarımla
Değerli Seçki Kuruluna çok çok teşekkür ederim
Bir çömdük.
Bir sustuk.
Biz çömdük sessizce ne kadar güzellik varsa gömdük
biz sustuk ne kadar kötülük varsa kustuk
Sevda her insana gönüle yakışmaz,anlamıştık sevmeyi anlatmaya doyamadık ve hala anlatıyoruz,emeğinize gönlünüze sağlık kardeşim,selamlarımla.
Ağabeyim, ömrünüz çok olsun. Çok teşekkür ediyorum. Sonsuz selam ve iyi dileklerimle değerli ağabeyim. Allah'a emanet olun
Tebrik ediyorum gün seçkisini arkadaşım sevgilerimle...
Canım arkadaşım, güzel yüreğine çok teşekkür ediyorum. Hep hep sevgimlesin.
dost emeğine kalemine yüreğine sağlık selam ve saygılar
Değerli dostum çok teşekkür ediyorum.Selam ve saygılarımla.
Çok sağ ol
Yetindik.
Belki de yetemedik.
Yerildik de.
Yendik illa ki iblisi.
Karaçalı misali aşkı öteleyen.
Aşk misali hicabı körükleyen.
Bir düş pazarında izahı yoktu madem gerçeklerin.
Susku idi esir düştüğümüz.
Sancı idi uykumuzda bize eşlik eden.
Yüreğine sağlık arkadaşım sevgilerimle...
Güzel yüreğine çok çok teşekkür ederim.
Sevgimlesin arkadaşım