Her düş’ ün ve sevginin sağanağı
başka, Lavinia
Sözcüklerime ceket giydirdiğim kadar
Üşüyorum, sevgili.
Sessizliğimi mazur gör
İçim kıyıldığı kadar
Kıyama durduğumun resmidir
Mevsimin sönmeyen feri.
Otağı kurduğum gökte saklıyım
Sarmalında aşkın ben sana sevdalıyım
Günü öğüttüğüm gecede kıyama durduğum
Yalansız sevdamın da mahsulüdür
yazdıklarım
Yaranamadığım dünya ahalisi
Karnım tok ya da aç, ne fark eder?
Mademki rüştünü ispatladım bu aşkın
Sökün eden hecelere ne olur kulak ver
İçimde depreşen her duygu saçlarıma
yağan kar
Mentollüdür benim şiirlerim
Serinlik veren huzura delalet
Konduğum çiçekler kadar saf ve masum
Aşkın inhisarında tutuşan kalbim.
Ritüeli ömrün
Kap kaça uğrayan hayallerim
Misafir gelip de yatıya kalan
acılarım
Ah, kalantordur gölgeler
Miski amber kokan cennetim nasıl ki
içimde saklı
Şüheda mazimin de üstünü örttüğüm
kadar var işin aslı.
Gün, bu gün Lavinia
Gecede saklı salkım söğüt
Açtığım kadar geceye içimi
Açan goncamla selama durduğum
karanlığın habercisi
Elbet sadık olduğum kadar bu sevdaya
ve Rabbime
Tutuşur eteklerim ne zamanki yan
çizsen, Lavinia.
Şakıyan sessizliğim
Serpilen sevgim ve sökülen dikişlerim
Kanatlarım ak
Ruhumda saklı pürü pak nameler
Gözümden sakındığım sensin, Lavinia
Ve yürekte ç/ağlayan
Haşmetli bir evren
Devasa varlığında sevginin günbegün
demlenen…
Mizacım mı ya da firakım…
Duman tüten üstünden
Fırından şimdi aldığım şiirim ve
şiarım
Hamt ettiğim kadar huzurlu
Sevdiğim kadar mutlu
Yağızdır bindiğim at aştığım bentler
Mevsimin na’şında saklı bir özlem ve
ben nasıl da derbeder
Ne zamanki düşsen uzağıma
Ne zamanki düşsen aklıma
Sen benden asla gitmedin
gitmeyeceksin de Lavinia.
Melun mahzun sabahladığım saydığım
şafaklar
Körü körüne değil
Koru koruna sevdim ve tutuştum ben
Layığıyla yaşamak yaşatmaksa aşkı
Varsın sallandır beni darağacında
Bir o kadar geniştir yüreğim
Sarpa saran sözcüklerim çıktı mı
kerevete
Arz ettiğim kadar talebi olmasa da
sevgimin ve varlığımın
Kayıtsız şartsız teslimiyetim bu aşka
ve Rabbime…