Hasretlik sözcüklerim var canhıraş ve telaşla g/ördüğüm öznem var özlemin seğiren gözünde saklı sessizlik ve Rabbim var hudutsuz sevgime eşlik eden kudretine nail olmakla iştigal bir gizem var bir de g/izim aşkın erbabı bir ruhta saklı dualar gibi huzur gibi coşku gibi elbet inancın gücü ile zikri de fikri de bir iken şairin…

Demlendiğim günlerden geri geldim, sevgili bayım azmettirenlere değil sözüm değil gücüm hükmü verene havale ettim ben bu yalan dünyayı lakin hamt ettim ve yandığım kadar yaktım kalemin ucunu.

Ruhu duymaz insanların.

Nasıl da vurdumduymaz kıyımlara nail olan varlığım ve sevgili bayım, kıyama durduğum kadar ruhumu sundum Rabbime altın tepside bedense önemsiz bir ayrıntı ve yüreğimi sundum altın kafeste yaşadığım kadar yaşattığım umudumla coşkumla s/üzüldüm gecenin sisli yalnızlığında.

Yamadığım bir şiir mi sadece?

Delik deşik yüreğimden sicim gibi akan yaş mı sızı mı?

Sazı alan eline çengide çalgıcıda saklı neşenin sırları.

Sırra kadem bastı içimdeki çocuk ve boynu bükük düştü yollara bense baş koyduğum kadar hayata umudun sertifikasını sundu bana melekler ve akıl melekelerim koştururken saf tuttuğum safiyet yaralı bir ceylan gibi de sektim.

Hazandır rüştünü çoktan ispatlayan.

Hüzündür yürek coğrafyam.

Haizi olduğum duygular ve renkler ve bakaya kalan bir er gibi emir eriyim işte kâinatın.

Renkler solgun, bayım bense rengârenk idim dün.

Renkler yolcu, bayım ve işte içtimada hüzün.

Şifrem kayıp.

Şivem de.

Aksanımsa aşk şiarım şiir ve işte yolum kesişmişken sizle serzenişimdir ettiğim sadece ama sadece kendime.

Ciltlerce kitap okusam ne ki?

Erosun oku kalemimdir.

Sayfalara döksem ne ki iç sesimi?

Ben s/onsuzluğun kızı ve şairi.

Dökülen yapraklar var önümde ama basmaya kıyamam.

Döktüğüm yaşlar var yüzümde anneme söylemeye dahi yanaşamam.

Kör noktası evrenin cirit atan gölgeler.

Dökülen yapraklarsa arkamdan bağırıyor beni, bizi süpürün diye.

Candır canandan önce gelen:

Yalan, sevgili bayım.

Canandır canı sollayan aşktır evrenin en yüksek rakımı.

Şaibeli bir cihan.

Bense sahibesiyim sözcüklerin.

Elim yanarken kor kalemimden şükürler olsun ki gözüm kapalı iken bile vakıfım pek çok şeye en çok da gözüm açık gördüğüm rüyalar en çok da gözüm kapalı gördüğüm gerçekler…

Himayesindeyim Rabbimin sınırsız hudutsuz sevgimse mimarıdır yaşamımın.

Hükmü verendir yüce Huda benimse boynum kıldan ince.

Zihnimde nice yol var huzura çıksın diye yolum.

Yüreğimde nice yara var aşka ve hidayete ersin diye varlığım.

Körpe bir çiçek.

Kordan bir hece:

Adı aşk.

Adı gül.

Adı gam, yalnızlığın soytarı sessizliği ve işte vuku bulan o gürültü çekincelerimi gömdüğüm Rabbin indinde dualarla ördüğüm duvağım ve dizdiğim duvarlarım yeter ki uzak olayım zalimden ve iblisin nefretinden naçar kalmadığım kadar doya doya seveyim en çok da kendime olan düşmanlığım son bulsun diye sevgimi de kimse azımsamasın hani ne de olsa…

Birilerini sevmekle geçti ömür ve inanmakla ve gözlerim seğirdi.

Birilerine hep güvendim ve tüm dağlar yıkıldı.

Nemrut gölgeler Nemrut Dağında ve kibirli insanlar ki burunları K/af dağında bense af etsin diye Rabbim hep yerlerde süründüm lakin başımı asla eğmedim asla ödün vermedim kendimden ve şerefimden ve ben göründüğünden de fazla bir ruh bir içtima bir farkındalık giyindim ve donandım ve de evrenin çevresinde dönendim ve evet,   ben bir Semazenim.

Hazan tek muhatabım kendimi bildim bileli.

Eylül’de öldüm Ekim’de dirildim umarım Kasım’da da kasım kasım kasılmazken gölgeler ben aydınlığımla ayrı tuttuğum yalnızlığımla aymazlığında hazanın ayrık otu acılarımla umarım ve dilerim ki varırım en çok da kendime vardiyalı bir ömürde kepenkleri de inmişken mutluluğun ve de insanların yüreğinden kerpetenle alırken sevgi sözcüğünü…

Ah, bayım…

Sandık sandık anı biriktirdim andaki mevcudiyetimi ise bir anı belledim bir gün sonrası için ve…

Kâh bu gün kâh yarın, severim kendimi diye hep umut ettim ve ne yazık ki sevilmeyi bekledim.

Lafügüzaf.

Sevdanın da sevginin de fedaisi ve firarisi iken yüreğim.

Aşkın rozeti iken yaşımda saklı hasretim.

Yasım da ömürlük.

Huzursa Rabbime dönük yüzümde içimde ansızın hâsıl olan bir mucizenin ve yüreğimin infilakı ile kendimi kendime kavuşturma telaşı ile hep de sevgiden medet umdum.

Kürediğim o toprak yol.

Üstümdeki ölü toprağı ve de.

Kazdığım kalemimle.

Kaybolduğumsa sabit.

Yeniden kavuşmaksa kendime olsa olsa diğer âlemde sınandığım kadar korkmadan da doğru cevapları vereceğimin bilincinde hamt etmenin uzantısı iken İlahi Aşkın da ateşinde tutuşan yüreğim ve kalemim.

Bir kabir azabıdır dünümde yaşadığım.

Bir de cennetin mimarıdır ki içimdeki çocuk ve ben:

Avaz avaz anne, diye bağırırken sadece Mevla’m duydu ve annem defalarca ölümün kıyısından döndü.

Sancılı değilim bu gün.

Bir sanrı hiç değil.

Gel gör ki: sevgiyle inançla aştığım yollar deştiğim topraklar düştüğüm uçurumlar ve ben halen ayaktayım.

Acımla.

Açımla.

Acımadan da şu sefil dünya ruhumdaki firara elbet kendimden firar ettiğimden de öte fedaisi iken sevginin ve umudun ve işte kalemimle tüm ama tüm söküklerimi bir bir diktiğim.

Ulemasıyım ben cihanın kalemse asi/l bir ulak.

Beğenirler beğenmezler ve evet:

Kalemimdir ve içimdeki iyi niyet ve sevgi benim en büyük servetim.

Aşkın garbında.

Sözcüklerin şarkında.

Yalnızlığın da dibini gördüğüm afaki bulutlarda yolculuk ettiğim ve seyyah yüreğimle gözümden sakındığım iken biricik varlığım canım annem…

Bilmem mi bilmem mi?

Kimler diledi son bulsun bu yolculuk diye.

Etmem de ah ama:

Kimler arkamdan söylendi bazense yüzüme ulu orta ama ben hala dimdik ayaktayım ve de çınarım iken annem şimdi ben bir gül ağacı kendimi anneme siper ettiğim.

Güllük gülistanlık olsa yaşam ne olmasa ne?

Yüzümde güller açmasın varsın.

Ben zaten Gül olmaya yemin ettim ve gülmeye o yüzden en çok da hüzün ertesi gülmektir beni bana sevdiren ve minnet etmediğim bir Allah’ın kulu ve de şükürler olsun ki: merhametlilerin en merhametlisidir yüce Yaratan.

Bu gün varız yarın yok.

Sözcüklerimse pürü pak benimse yalana ve sevgisizliğe karnım tok ve işte celp ettiğim ve işte cenk ettiğim ve işte şiarım sevdalandığım kalemim ve koştuğum kabrim en çok da ardına kadar açtığım kalbim…

Mademki ben umuda ve aşka bir kere meylettim, bayım…

Yolum daha çok uzun.

Sözcüklerimse iç cebimde.

Yüreğimse hem yaralı hem maralı hem aşk dolu…

O halde:

Yarınlara Allah kerim yâdım iken umut yârenim iken Rabbim ve yakut gözlerinde annemin teselli bulduğum…

Çünkü ben bir bulutum dolu dolu ve yağması an misali…

Çünkü ben umudum…

Çünkü ben Gül doğdum nur yağdı üstüme ve mademki insan ismiyle yaşar o halde:

Gülümsemenin diğer adıdır sevgi ve ç/ağlayan yüreğimdeki o sönmeyen ateş kim bilir nice şiire nice hikâyeye vesile…