Gönül aynam
Bir düşün perçeminde yanılgıyım ve
alımlı hüznüme sahip çıkan bir mersiyenin kanatlarında donanımlı bir yürek
neferiyim.
İzahı yok işte bilinmezin belki de
bilindik başlığına denk düşen bir matemin izbesinde reçine yüklü bir hicviyim
meltemin.
Duraklarım var gidip varamadığım.
Durağan kanatlarım var uçamadığım.
Vurgun yemiş bir yüreğim var atmayı
unutan.
Deparda ihtimalle ölümle sevişen
nazım var aşka ihtimaller yükleyen bir yanardağ kadar kaynarken ruhum meltemin
çözülmüş bağcıklarında şakıyan bir serenat gibi tefekkürde ve tevekkül yüklü
nazenin varlığım.
Atar damarım.
Aşkın batağında özlemin sarmalında
ölüme nakşeden bir niyazın çaputuyum belki de görünmezin şevkinde hırpani
yüreğim devasa sevdamın da gölgesinde esir düşen şafağıyım dünde saklı
hatıraların da külünden doğmayı şiar edinen nazenin fıtratım.
Günü b/öldümse de sormasınlar.
Aşkı uğurladımsa şafak öncesi varsın
kutsasın tüm yalanlar doğruları.
Semazen gölgeler patavatsız yüreğimde
tefe koyan tümden gelen acılar…
Ve işte mihrabıyım şarkıların ve
meltemi ve matemi.
Ardıç kuşlarından geride kalan her
nimeti kursağımda saklı tutarken bilsinler de izini sürdüğüm huzurun en acılı
yolcusuyum, gemici fenerim sönerken elbet gemisini terk edecek en hüzünlü
kaptanıyım ben bu seyyah şiirlerin de kulvarında at koşturduğu ölü bir yeis
gibi içime gizlendiğim kadar da yalnızım öz veri kuşandığım doğduğum günde
kalan mizacımla öykündüğüm şafağı hepten saf dışında bırakan bir yabancıyım.
Ön sözü de yok şiirlerimin.
Hem şiir yazdığımı kim söyledi?
Elbet kilit noktası aşkın, şakağıma
dayalı özlem iken kuşandığım kılıcımla içime sapladığım her oktur benim
yoldaşım.
Şimdimden yoksunum yarını meali de
bir düşüm belki de düşünmediğim kadar saklıdır usumda gölgem ve feri olmaya ne
gerek aşkın hele ki aşkın ta kendisi iken.
Aşkla doğdum.
Aşka bandım.
Aşka kapaklandım.
Aşkla devindim.
Nihayetinde aşk meleğine engin bir
yürek sundum nazıma niyazıma katlanmayan yârin de en yakın telaşıyım ve
takipçisi ölümüne sevdiğim rüzgârın da uçuşturduğu peçesi ve perçeminde özlemin
aşkın nidalarına serildiğim saklı bir sır olmasa gerek.
Sözcükler iken rugan ayakkabım.
İmgeler belki de sırıtkan bir hazan
masalı.
Göğsüm kabarırken acılarla.
Görünen ne ki?
Sevginin hazin makamında bir gam.
Gamın bam teline basan bir notadan
sızan.
Aşka erdiğim…
Aşkla eridiğim.
Varlığım kadar da yokluğuma duacı
iken elimden dökülen notalar ve sırlar…
Kök hücreme değin ait olduğum bir
teselli elbet aşkın na’şına kapaklanan bir sızıdan arda kalan.
Kala kaldığım bir başıma ve sözcükler
sıkarken şakağıma.
Ölüm meleği kadar özenle seçtiğim
cümlelerim…
Yazmaya yeminli ve meyilli bir
kalemin de dökülen sırlarına tanık iken sır ve sihir dolu gönül aynam elbet
Rabbin tanıklığında matemin müdavimi sefil bir fani…
Ön sözü de yok şiirlerimin.
Hem şiir yazdığımı kim söyledi?
Elbet kilit noktası aşkın, şakağıma dayalı özlem iken kuşandığım kılıcımla içime sapladığım her oktur benim yoldaşım.
Şimdimden yoksunum yarını meali de bir düşüm belki de düşünmediğim kadar saklıdır usumda gölgem ve feri olmaya ne gerek aşkın hele ki aşkın ta kendisi iken.
Sevmek ve sevilmek çok güzel bir duygu, yüreğine sağlık arkadaşım sevgilerimle...
Çok teşekkür ederim canım arkadaşım
Sonsuz sevgimle