Gi̇yi̇ndi̇ği̇m her şi̇i̇r
Hangi düş’ün ikramısın ya da
sessizlikte boğulduğuma binaen bir düş müsün sen de?
Sözcükler ihya eden ötesin aşkın
perçemi
Ve işte bir bulutta saklı öznem
En çok da sessizce yaşar ve severken
İnceden bir kumaş adeta
Perdelerin kapadığı ömürlük bir telaş
Rengim de saklı şiirde sesim de
yorgunluğum da
Ama ket vuramadılar işte sevmeme.
Yalnızlık bir bıçak
Bazen hayat iken haraç mezat
Kapışan zebani
İhlaslı yüreğimde saklı bil ki o emir
eri:
Sevmemi öğütleyen
Gaipten gelen bir titreşim gibi
Sazı sözü olmayan mevsimlerden göç
ettiğim
Aşkın hicreti ile huzura eriştiğim
Yalnızlık ne ki sevgili?
Bir meddücezir içimde saklı o ukde
Aşkla yola düştüğüm her vakit ve de
İhya eden ömrü
Sulayan şunca şiirin kökünü
Kaybolan mevsimde saklı bir neferim
En azından kıyamete kadar seveceğim
En çok da kendimi
Kendimce duyduğum bir özlemmiş meğer
Saklı fıtratım
Bazen yanıp bazen söndüğüm
Rabbim ve de aşk tek sırdaşım.
Olabildiğim kadar içten ve yalın
Alabildiğine coşkuma sahip çıkan
duygularım
Serpilen varlığım
Sezilerimde saklı rüyalarım
Aslında bir rüyanın da ta kendisi.
Yangınlara meyleden duygularım
Közümde saklı nefsim
Nefesimi bir tutup bir verdiğim
Ama en çok da yüreğimi serdiğim
Rengim solgun değil madem bu gün
Tüten dumanda uçuşan kanatlarım
Masum ve mazlum ve mahzun
İnan ya da inanma
Esir düştüğüm kadar şu son mevsim
Ki henüz yolun çok başındayım
Yeter ki kaybolmasın nurum ve umudum.
Öykündüğüm huzur
Devindiğim kadar
Ruhumda kuytuda boy veren bir umut
Asılı kaldığım göğün de bulutlarına
konduğum
Kâh kaybolduğum
Kâh uçtuğum
Gizemin ta kendisi
En çok da İlahi Ateşin neferi
Sönmeye yok niyetim
Solmaya da
Sevgiden ördüğüm bir hırka
Elbet giyindiğim her şiir
İçinde var olduğum kadar ömür.