Dolan miadıydı günün:

Gün ki geceye küskün, gece insana

Gecelerdim bir zamanlar üstüme örtülü

Karanlık denen yorganı

Silkelerken umarsızca.

 

Misilleme yapan göğün karası

Aşkın idamesi ve duyduğu yası

Gizlemezken serpilen hüzün bohçam

Vefasızın ıslığında,

Sancıların kısık sesinde saklı nidalar

 

Çöken omuzları heybetli dağların

Dağlandıkça yürek, yağan karın

Mizacı

Top yekûn firar ettiler

Top arabalarında saklı izafi gemiler

Bir yıldız ise kayan tepemde

Ya, nedir ayağımın altında

Kayan zemin ve zemherinin sesi

Beni usulca çağıran?

Oysaki ayan beyandı uğultu

Başımda uçuşan yıldızlar

Gözlerim açık ve kapalı olsa ne ki?

Yâd edilesi mutlu mazim yok artık şimdi.

 

Yoklaması alındı günün

Gecenin öğüdünü tuttu mevsim

Hem soğuk hem hüzün

Yarenim melekler korunduğum kadar

Kardığım ömrün.

Verdiğim son nefesi

İçimde saklı tutmuşken bunca zaman

Zaafları insan denen neslin

Yazdığımsa değil asla sadece bir şiir ne nesir

Esiri değilim de hayatın

Kavrulduğum ne ki

Avunduğum sözüm ona…

 

Bir sesin aciz titri

Ölümlü ve eş güdümlü mermiler

Yüreğimi boykot eden temenni

Üstü örtülü acılar

Mimlendi yüreğim

Miadı dolsa ne ki günün?

Hem yetim hem öksüzüm.

 

Bir renktim ışıyan

Bir sestim yankısı uzaktan duyulan

Bir resimdim bakmaya doyamayan nicesi

Soluksuz ve sessiz kaldım ansızın

Ar bildim nam bildim yaşamı

Edeple namusla tırmandım yokuşu

Ve göçüverdim bir gecede

Saatlerin susan iniltisi

Sevdiğim kadar yaşamı

İndinde mevsimin

Nazarında yalnızlığın

Yârim ve yarenim ve tüm sevdiklerim

Kayboldu ansızın…

 

Çürük ve küflü müydü yaşamak?

Sığındığım evimse mabedim şimdilerde mezarım

Melankolisi bunca acının

Yarattığı bir ikilem

İçimde kazılı satırların

Yok ucu bucağı

Yoksun kılındığım neyse

Badireler atlatılası

Kanıksanmış sıradan bir acı değil bu

Dinmez de uğultusu.

 

Direncim sınanan

Dirayetim kâh çoğalıp kâh azalan

Diviti yüreğin köpüren denizler misali

Hıçkırdığım ve yaşımla tozu dumana kattığım neymiş ki

Bir zamanlar

Nemalandığım yer ve gök

Bazen aç yattığım geceler bazense tok

Vardığım her nokta sınandığım neyse önemi yok

Artık nazarımda.

 

Tüten dumanın yaşarttığı gözlerim

Yakardığım gün ve gece yüce Rabbime

Kollayan ve koruyan ve kodlayan evreni

Sonsuzluğun mealidir hissettiklerim

Bir noktaya denk düşen varlığım ve zafiyetim

Af edilir mi sahi bunca insanın günahı ve vebali

Boynuna sözcüklerin

Kardığım kadar kördüğüm addedilen

Yaşam denen bilinmezin

Ölü neferiyim artık

Meleklerdir tek tanık

Nasıl da yâd ettim maziyi

Bir film şeridi gibi geçen gözlerimden

Eksik olmayan yaşı kutsasın Mevla’m yeter ki

Çökertme oynayan cümlelerim firar etti edeli

Firarisiyim göğün

Yanan göğsümde sönmezken bu acının yakıcı ateşi…