Mevsimlik işçisiyim yüreğimde ansızın zuhur eden mutluluğun vadesi dolmadan dolan bardağıma değerken suyun teninde saklı izdiham.

Renklerdir muadilim.

Müptelası olduğum sakar duygularım ve nicesi.

İsyanın güftesi iken şiirler derlediğim hikâyelerde bulurum kendimi.

Savsakladığımdır hayat.

Semazeniyimdir ruhumun.

Kanatlandığım kadar kandığımdır en doğru bildiğim yalan.

Ütüsüz bir neşeyle serildiğim dünüm ve meftunu olduğum çocukluğum ve ilk gençliğim:

Hali hazırda seken kör bir kurşun gibi körü körüne inandığım insanların zümresi ve neşrinde ömrün yazılası nesirlerin günceme eşlik ettiği kadar inzivada geçti geçmekte de ömrüm.

İçimde ukde olan nasırlaşmış duygular ve anılar.

Yüreğin umresi ise her halükarda şiir.

Şiirin nazı sadece bana geçmez hem geçkin şarkılar nasıl ki kilit noktam söyleyin en azından:

Yaş alır mı şiirler ve şarkılar?

Yas düşkünü bir minvalde yasanın ta kendisidir hüzünlü duygular.

Bir çocuğun çığlığı.

Solan rengin iniltisi.

Aşkın ç/ağrısı.

Derdest edilmiş kimliğimin ta kendisi.

Dalyalara denk düşen balyalarca umudu yerle yeksan eden yine de hayattır hatırına sevginin, katlandığımız bir o kadar kat izinde saklıdır yüreğin detone olmuş şarkılardan tutun da deforme olmuş bir şiire uzanan eller kırılsın.

Sözcüklerdir umuda dair.

Sözcüklerdir ufkun ta kendisi.

Sözcüklerdir yüreğin tütsüsü.

Yazılası şiirler beklerler sırada ve sırasını savmadan şair bazen av olur kalem bazense avcı ve hicvinde yazılanın şair nasıl da okuyucusuna duacı.

İklimdir sergüzeşt.

İklimdir iade-i itibarı evrenin ve insanın.

İklimdir ikilem dolu.

İklimdir sevgiyi ve umudu ikileten.

Tek hanelidir öncesinde şair ve şiir ve teyit eder yalnızlığını ve seker bir heceden diğerine bazense nasıl da sakar ve sadık olduğu kadar kalemine sadaka misali dağıtır sevgisini.

Sandığın dibinde naftalin!

Şairinse dilaltı heceler.

Hecelerden üreyen bir zümre iken alfabe dahi yetmez yazmaya ve şair debelendikçe rahmet olur nur olur duygular ve sağanak misali yağdı mı yağar zirveye en çok da dağına göre kar verir Allah şairse dağlandıkça dağıtır kendini ağladıkça erer hidayete çünkü aşkın adıdır şiir çünkü şiirin teyit ettiğidir ömür ve ömründen ömür gider şairin ne zamanki kapılsa sessizliğe ve sussa kalemi saman altından su yürütenlerden değildir hem ve hicridir kalem ve hicretidir şiir ve haysiyetine zarar gelmez asla çünkü şair âşıktır Rabbine ve insana.

Hazan vurgun yer.

Hüzün zuhur eder.

Teselli babında ıslanır toprak ve gözler.

Tabip suskun hasta dertli ve şiirle tedavi edilir yürekler.

Kopçası kopar bazen sözcüklerin bazense korna çalar imgeler.

Tornistan yapar kalem ve dalkavuğu hüzün ve derdest edilmiş yürek.

Mentollü bir güldür şairin genzini yakan ve de solmayan…

Meali hüzündür şairin beslendiği kadar acılarla besilidir duygular:

Ne basmakalıp ne yalan.

Ne riya ne kin.

Rüzgârın kanadına konan ölümlü kelebek gibidir şairin yazdıkları:

Ne bir güne sığar ne de kalbine.

Ne güler ne ağlar.

Hiçliğin zirvesinde nakış işler gibi işler ömrü…

Batılı gizemin ve atıl yüreklerde saklıdır serveti:

Ziyan olsa da sevgi ziyadesiyle sever şair.

Zail olsa da bazen zulüm…

Ve tüm evren üstüne zimmetlidir şairin kilit noktası aşk varış noktası s/onsuzluk göğün terbiyecisi bir kuşun da misilleme yaptığı kadarıyla mihenk taşında bilinmezin sökün eder yarınlar ve bile bile yazar da yazar kalem yazgısına riayet eden her sözcük nasıl da sirayet eder şiire ve içinde kopası o büyük kıyamet ne de olsa öncesinde küçük kıyamettir kalemin ve şiirin eşliğinde kopan konduğu kırık dal çekmese de ağırlığını kalemin…

Vebali boynuna.

Yüzü suyuna hürmeten kaderin.

Renginde haz solduğunda haiz olduğu tek hecedir dirliği ve bir o kadar kargaşası çünkü şair kefildir içinde taşıdığı o ölümsüz aşka…