Düşlerdi meddücezrin yüreğinde yanıp sönen ve insan izlekleri düşlediğim kadar sevgiyi ve umudu belki de kırık sarkacıydı hayatın, o yalnızlık…

 

 

 

Hani bilediğim yürek:

Hani tabanları yanan kalemim güne umut

Ekerek

Başa aldığım bir filmde saklı iken keramet

Ve düş yangınlarında söndü bitti her şey

Gerçek olmanın adıydı yaşamak ve yazmak

Yazgıma hürmet ettiğim

Yâd edilesi mutlu günlerim

Bir sayaçsa kalem

Sarmalında sevginin iman ederek

Deştiğim yüreğim.

 

Kilimler serili ayaklarımın altına

Ne kırmızı ne kuş tüyünden

Ne sancılı ne sanrı yüklü

Afaki bir mutluluk benimki belki de

Arz ettiğim bunca duygu

Titrinde yaşamın

Tininde saklı olduğum kadar devranın

Uyumsuzluğum yalanla inada binen bir dava değil oysa yaşamak

Sevecen ve sevgi dolu…

 

Kimine göre gereksiz bazen hudutların boyu

Ve işte sarmalı ihanetin dost bildiklerimin

Künyemde yazan ismim kadar sahici içimden geçenlerin

Meali bir şiire can verdiğim

Beni yoktan var eden yüce Rabbim.

 

Bir komutsa sevgi adeta ömrün kendisi

Bir kayıpsa gidenler

Aslında edindiğim dostlar kimse beni düşman bilen

Ve sırnaşık hüzün

Hissikablelvuku, yüzümden s/üzülen her damla

Bir akis ya da bir heves değil

Bir nefeslik ya da nefse dair hiç değil

Ölümcül bir uyku yerimden fırladığım

Ansızın açıp da gözlerimi firar ettiğim bedenden

 

Yere göğe sığamadığım

Kim saklıysa içimde ta derinde ezelden

Haşmetli ve vakur

Bir isyandan yana dönük değilken yüzüm

Sahibi olduğum her şeyin saniyesi saklı şiirde

Bir zaman aralığı

Ya da dipsiz kuyu

Kurusun da huyu iblisin

Nesri ömrün ya da neşri dünün

Esiri olduğum değil

Eseri olduğum hüznün

 

Kaçıncı kuvveti kim bilir acıların

İçimi açtığım kadar yalnızım

Uluyan gök kubbe

Rabbine sadık her Mümin’e el uzatan iman gücünden

Doğan güneş firari bir iklimde

Dağ tepe dolaştığım tek tek

Teklese de yüreğim

Tavaf ettiğim kadar evreni

Tevazu yüklü bir iklimden de yok farkı

Kalemin.

 

Her yeni açan çiçekler

Doğmasını sabırsızlıkla beklediğim güneş ve sevgi

Arz ettiğim kadar talebi olsun olmasın duygularımın

Riayet ettiğim ki

Hüzne sirayet eden delişmen rüzgârı

Sürükleyen peşi sıra

İçimde saklı onca bilinmezi

Şerh düşen kalemden arda kalan bir damla yaşa

Dahi kıyamazken Huda…

 

Elbet sabrımla aşacağım bu yolları

Yoldan çıkmadan ve hemhal olmadan yalanla dolanla

Sarmalında aşkın

Beyhude addedilmesin de ruhumdaki taşkın

Bentler aştığım

Dere yataklarını yağmalayan bir sel ki

Elimden geleni ardıma koymadığım

Yeter ki layığıyla yaşasın insan