Tedirgin bir arayış içerisindeyim, sevgili okur bazen tutulan nutkum bazense tutuklusu olduğum kalemin feryadı ile uykularım b/ölünüyor.

İçimde günbegün büyüyen bir yangın var ve kıvılcımlar her yerimi sardı.

Kalem ise sessiz bir şekilde köşede durmakta ve aramızdaki iletişim kah ivme kazanıyor kah ivme kaybediyor.

Durağanlığıma da bakma sakın çünkü binlerce ben saklı içimde ve neşrimde saklı binlerce sen.

Sana anlattıklarım bunlarla kısıtlı da sanma sakın ve sanmadığın bilmediğin kadar yorgun ve huzursuzum.

Acıların müptelası bendeniz.

Umudun ve coşkunun da furyası içimde bir yükselip bir alçalan.

Hüznüme aldanma bir zamanlar çok mutluydum.

Mutluluğuma da aldanma çünkü ben hüzünle besleniyorum.

Yorgun külliyesi ruhumun ve nice dev nice cüce içimi istila etmiş.

Çikolata ile kaplı bir dünya iken bahşeden evren ve ben Hansel Gratel masalındaki kurabiye tadındaysam…

Kısaca açlığımı ve susuzluğumu tamı tamına on yıldır yazarak giderdim gideriyorum ama nereye varırım bu da ayrı mesele.

Vardığım bir nokta var aslında bazen nihayet addedilen.

Varacağım bir Makam da var belki de çoktan vardım.

Olmayan ne varsa nutuk çekiyorum içimdeki çocuğa.

Oldurmayan madem kader ben de o halde çekilirim köşeme ki bunu ne çok yaptım öncemde.

Seninle aramızdaki o güçlü bağ bazen…

Ah, bazen elini çektiğini düşünüyorum benden ama Tanrı ile özdeş okuyucu varlığına ihtiyaç duymadığım koca bir yalandır.

Yazdığım binlerce cümle nice yazı ve şiir:

Ah, bir de görücüye çıkarmadan uzaya boca ettiğim yüzlerce sayfa.

Yüz bulamıyorum bazen kendimden ve içimdeki o devasa fay hattı ansızın binlerce yerinden kırılıyor.

Bu da yetmezmiş gibi sayısız obruk istila etti düşüncelerimi ve ben obur bir kuş gibi gagalıyorum acılarımı.

Hür olduğumu düşünmüşken son on yıldır da aralıksız yazarken ve şunu gördüm ki:

Ben asla hürriyetime kavuşmamışım geçen zaman içerisinde.

Hür olmak nedir diye sorduğumda insanlara…

Lakin ben buna yeltenmiyor ama benle eşleşen hürriyet izafi bir duygu.

Hem dünyaya kız çocuğu olarak geldiğim hem de aşırı korumacı bir ailenin de mensubu iken özgürlük benim için bir hayalden ibaret ve ben bunca yazı ve şiiri yazıp kendimi özgür ilan etmişken görünen o ki: kendimi kandırmışım.

Bir güven meselesi belki de hâsıl olan bir de öz güven eksikliğim.

İnsanlara güvenip içimi açtığım kadar yazmadığım çok şey var beni bekleyen ve ben onları bir ömür bekletmeye kararlıyım.

Beni bekleyenin başka ne olduğunu çok da umursamıyorum üstelik:

Mutluluk hattı döşenmedi benim dolaylarımda.

Mutluluğun ne olduğu hakkında bir bilgim de yok.

Gelip geçici mutluluklar varsa yoksa.

Bir yazıyı yazıp geçici noktasını koyduğum bile başlı başına bir mutluluk iken ve ben kalemle olan iletişimimde okuyucudan da fazla ve acımasızca yazdıklarımı yargılarken…

Ki bir ömür olup biten de bu işte.

Hiçbir zaman yaptıklarım bana yetmedi sair insana da.

Dünde kalan her şey gel gör ki gün itibari ile mevcudiyetini koruyan.

Bir mahkûmum ben.

Belki de ağır ceza hâkimi.

Ya da cebbar bir gardiyan.

Putlaşan sevgilerim yok tutkularım da ama bel bağladığım çok şey var hayatla ve kendimle ilintili.

Sözcüklerim çağlarken ben ağlıyorum.

İçim deşilirken sözcüklerimle dağlanıyorum.

Ucu bucağı yok işte duyguların ve sözcüklerin de.

Bitimsiz bir esaret ve de cesaret ve yüreğin hegemonyası.

Hüzünse girift.

Sağanak aralıksız.

Sıcak bastıkça dolanıyorum kendi etrafımda kendime pervane.

Sözcüklerim yakıyor bazen ben onları yakıyorum ve aralıksız Rabbime yalvarıyorum.

Muğlak olan çok şey var bir o kadar müptelası olduğum.

Sair duygu sair imge.

Gölgemle dahi kavgalıyken nasıl kalemimle kavga etmem ben bunca zamandır elbet senin uğruna, sevgili okuyucum bir nebze de olsa bana iyi gelen yeter ki sen de arzuladığın edebiyatı yazdıklarımdan iç diye.

İçime çektiğim bir gün ve geceye kavuştuğum.

Delik yüreğimden dökülenler.

Kalemse korunaklı dünyasında bana afra tafra yapıyor ama yakasından düşmüyorum ta ki o, benim yakamdan düşene kadar.

Öylesine bir gel-git ki bu:

Ne gelebildiğim ne de kendimden çekip bir yerlere gidebildiğim ve sen, sevgili okuyucum:

Sen gidene değin ben buradayım ve sunumundayım iç sesin elbet tamamen alabora olana değin yeter ki sen gitme benden hatta ola ki ben gideyim yine sen bekle beni ve saf tut edebiyatın o devasa büyüleyici varlığında ve bil ki her şey senin için…