Biriken bir düş yığınıydın:

Asılı kaldım şafağın şakağına dayalı

Vecizelerle dolu

Belki de içimin sarkıtı idi hüzün:

Depreşen bir tanı eşliğinde ağlayan yüzün.

 

Makul olansa sevmekti benim için

En çok da şiar edindiğim bir şairin

Nezdinde ısıtan güneş yağdıran gök kubbe

Aklımınsa firar etmek üzere olduğu bir düşten öte

Gerçektin gerekçesi olmaksızın bu aşkın

Belki de dikilesi bir kefendi içimde saklı bu yalnızlığın maruzatı.

 

Elem kuşlarına sordum ansızın:

Neden?

Sözcüklerim yosunsuz ve imasız

İhbar ettiğimse zulüm olmalı değil miydi ta önceden?

Afaki bir rüzgârdım

Aleni âşık ve şaşkın

Mecazi de bir firardım

Hayatın albenisini fedaisi bir güleç yüz

İçimde saklı boşluk kimine göre şık ya da rüküş.

 

İhbar ettiğime her saat başı:

Ne çok taşkın insan sobelerken aşkı

Ilık bir esintide saklıydı ilk adımım

İlk adım ve de:

Yıldız saçan gözlerim

Gülümsemeyi de deli gibi özlediğim.

 

Sakit olsun dedik diyeli

Şiirlerden kefen bezleri diktim dikeli:

Hepsi de bir beden büyük üstüme

Sevgimse imha edilesi bir gizemle

Çok gelmiş olmalı kimi insanın yüreğine.

İyi de izin almadan sevdim ben en çok seni

İtibarım sarsılacaktı madem

İfa ettiğimse bu aşkı ve yalnızlığı

Bir sancının eşiğinde

Salındığım yerküre adeta sallandığım hazanın beşiğinde.

 

İçimde kalan nice ukde

Sevecen bir mevsimden ötesi olmamalıydı zannımca

Zanlardan kaçtım kaçalı

Yakınlaştığım Rabbimle ve içimdeki çocukla

Şerh düşülesi ne kibir ne isyan ne de tek nida

Soluklandığım yürekte saklı bir cennet bahşedense Huda.

 

Sonramı sormadım.

Sustum ve yazdım.

Sessizliğimle dahi zikrim fikrim sorgulandı sorgulanalı

Külfetti meğer sevgi çoğunun nazarında

İyi de bu değil miydi evrenin sarmalı?

 

Takas ettiğim sözcükler

Tecrit edildiğimse evren

Teessüflerimi sunduğum kimi zaman keyfe keder

Ne de çok insan kaderini suçladığı.

 

Suçlandığım aşikâr

İyi de sevgi ile saklı tuttuğum bir yoldu bu bitimsiz rüzgâr

Belki hoşluk belki boşluk

Alabildiğine özgürdüm ben nasıl da bahtiyar

İndinde kozamın

Kulvarımda öncü

Dolgusu düşen hayallerimin

Yol alabildiğine uzun ve yorgun kılan.

 

Sinemde acı

Sindiğim değildi yolda kaldığım kadar yolcu

Sevgiydi oysa bu hanın tek sahibi

Bense hancıya sevdalı.

Yâd edilesi dünü mumla ararken

Ve işte içimde ve kıblemde saklı ne varsa

Bahşedense Yaratan

Sancılandığım şafakta doğacak günün müjdecisi alabildiği kadar.